ÜLKEYİ SATMAKTAN VAZGEÇ BAŞBAKAN!
ÜLKEYİ SATMAKTAN VAZGEÇ BAŞBAKAN!
Ülkeyi satan bir başbakan var bu ülkenin başında. Herkes pür dikkat başbakanın ülkeyi nasıl parsel parsel sattığını seyrediyor.
Özelleştiriyor ha bire. “Babalar gibi satarım.” Diyen bakanı bile vardı.
Vergi topluyor topladığı vergilerle yol yapıyor, işsizliğe çare aramaya çalışıyor, istihdam artıyor ama vergilerle yapılır mı bu Allah aşkına? Vergiler eskiden nereye gidiyordu ki sahi?
Ülkeyi soyup soğana çeviriyor, böyle başbakan olur mu?
Tek başına ülkeyi yönetiyor, halkın tamamının oyunu almadan, özellikle cahil kesimden oy alarak ülke yönetilir mi?
Tek adam diktası yaşanıyor ülkemizde.
Kemalistlere danışmadan, ulusalcıların fikrini almadan, milliyetçilerle dirsek temasına girmeden, teröristlerle mağaralarda görüşüp ülkeyi ateşe veren Ergenokonculardan icazet almadan ülke yönetiyor.
Muhalefet etmekle, hakaret etmeyi bir tutan, ülkenin altına dinamit koyanlarla iş birliği yapan gazetecilerin hukuk kurallarına (bazıları için yandaş hukuk) aykırı davranmasından ötürü hapse atılmasına başkaldıran insanların paha biçilmez görüşlerine yer vermeyen bir başbakan.
Daha 10 sene evvelki hukuk, kural, yasa tanımazlara tek çift laf etmeyenlerin şimdi zincirinden boşanmış boğa gibi ülke satılıyor, her yerde zulüm var, gazeteciler içeri tıkılıyor, ordunun en önemli subayları görevinden azlediliyor, diye bas bas bağırmaları yok mu? Doğrudur! Önceleri başörtülülere, dindarlara saldırıyorlardı ve o zamanlar bu boğalar zincire vurulmuş, iğdiş edilmişlerdi. Sahipleri bağır derlerse bağırıyor, sus derlerse susuyorlardı. Adamların bir suçu yok. Ne yani, şimdi ülkeyi satan, bölücü ve vatan haini bir başbakan varken ses etmeyecekler mi?
Nerede kaldı özgür gazetecilik, nerede kaldı muhalif duygularla başvurulan hezeyanlar? En çok şimdi sesleri çıkıyor ve en çok da şimdilerde zulüm var, işkence var diye bağırıyorlar. O zaman zulüm yoktu tabii ki, o zamanlar önlerinde yemleri, didiklemekle meşgullerdi. Mazlum görünce sürekli meşgul çalıyorlardı.
Ülkeyi bölmeye çalışan bir başbakanın varlığı herkesi rahatsız ediyor ve başbakanın oyu da giderek önlenemez bir şekilde artıyordu.
Teröre çözüm önerisi getiren tek bir vatansever yok ortalıkta ama olsun, çözüm üreten haindir, çözüm üreten ülke satar. Biz bunu bilir bunu söyleriz.
Ey başbakan, kendine gel…
Biz toplanan vergilerle ‘yeğen’ zengin eden, banka hortumlayan, taş üstüne taş koymayan, hamasi nutuklar atan, ülkeyi 50 yıl geriye götürmeyi başaran, sürekli şehit veren, oavadakilerin dağa çıkmasına sebep olan yönetimler istiyoruz.
Haddini bil ve ülkeyi bu tek adam diktasından kurtar. Çekil önümüzden.
Bu ülkenin aydın, entel dantel takımı sana oy vermediyse, cahillerin verdiği oyla bize başbakanlık yapamazsın.
Yoksa ne dediğimiz anlaşılmayan biz Kemalistler, ulusalcılar, şehit cenazelerinden medet uman milliyetçiler olarak, ilk seçimde sana gününü gösteririz, ülkeyi de satmaktan vazgeç!