Yarınlar mezuniyet törenine katılan gençlerindir! (Maarifin Sesi 24 Mayıs 24)
Mezuniyet törenleri önemlidir. Mezuniyetten önce de okuma bayramı, dört işlemi öğrenme bayramı, eldeli toplama işlemini çözme bayramı yapılmalıdır.
Her Türk çocuğu anasınıfından başlayarak emekli olana kadar her diploma aldığında törenlere katılmak, kep, şapka kafasında ne varsa göğe doğru fırlatmak zorundadır.
Kafada olanları, kafaya takılanları göğe doğru fırlatmazsa Türk gençliği, Türk çocuğu diploma almış, etrafına caka satmış sayılmaz.
Mezuniyet töreni öyle önemlidir ki…
Bir çocuk o törende ibadet şuuruyla yapılan görgüsüzlüğün tamamını görmeli, gördükten sonra da gördüklerini davranışlarına yansıtmalıdır.
Anaokulunda ve ilkokulda, lisede, hatta üniversitede maddi imkânı iyi olmayan çocukların, gençlerin o mahcubiyetini görmeli onların gözünün içine baka baka elinde kocaman çiçekleri ve paha biçilmez ve belki bir daha giymeyecekleri kıyafetleri onların gözüne sokmalı.
Böylelikle hayata, hayatın tüm çilelerine karşı kendisini korunaklı hale getirmiş olur…
Salonlarda yapılan resmî törenlerin de dışına çıkılmalı, otellerde başka salonlar da tutulmalı oralarda da vur patlasın çal oynasın tarzı eğlenceler tertip edilmelidir. Küçücük dimağların bir an önce batılı tarza adapte edilmelerinin önü açılmalıdır.
Mezuniyet töreni yapılmayan bizim gibilerin kıskançlığı falan da kayıtlara geçmeli.
Bizim akranların ne çok şeyler kaçırdığı herkesin gözüne sokulmalıdır.
Bize düşen yapılacak her türlü şaşalı kutlamanın canhıraş bir şekilde desteklenmesidir.
Hatta öyle ileri gitmeliyiz ki, anasınıfı biter bitmez yapılan törenlerle yetinmemeli her gün, her hafta, her ay, her dönem bitiminde de tören yapmalıyız.
Bugün okula giden akşam dönüyor, “bir daha mı yaşanacak bugün” niye günlük yapmıyoruz ki?
Durumu uygun olmayıp da mahcup olacak veliler de öğrenciler de “aman canım o gün de okula gelmeyiversinler.”
Ya da kredi çekip kıyafet falan alsınlar. Her şeye para buluyorlar da kıyafete mi bulamıyorlar?
Nasılsa her biri mezun olur olmaz işe başlayıp savurdukları parayı “amorti etme” imkanına sahip olacaklardır.
Mezuniyet törenlerinde gençler, çocuklar ruhen öyle donanıma sahip olacaklar ki…
Törenlere bir şekilde katılmayanlardan seksen dört adım önde olacaklardır.
İleride özgeçmiş hazırlarken “mezuniyet törenine katıldım” ibaresi işe alımlarda önemli bir kriter sayılacaktır.
Hatta işverenlerin “kaç törene katıldın?” diye sormaları da ihtimal dahilindedir.
Hâl böyleyken, çocukların oyuncağı olan biz velilerin bu kutsal göreve karşı çıkması sakıncalı olarak “lanse” edilmelidir…
Yarınlar bizimdir, yarınlar mezuniyet törenlerinde arz-ı endam eden gençlerimizindir…
Mustafa Süs