Gençleri manevi yönden eleştiren insanlar kendilerinin buna sebep olduğunu kabul etseler iyi olacak. Önce bu konuda anlaşalım…
Başka bir şey daha var iyi olacak olan…
Gençlerin kendilerini yetiştirmeleri…
Eskiden liseyi bitiren, ondan önce ortaokulu bitiren, ondan daha önce ilkokulu bitirenin iş sahibi olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Gençler sanıyorlar ki, üniversiteyi bitirir bitirmez iş sahibi olacaklar…
Devlet de özel şirketler de diplomaya iş vermiyor.
Ama önceden veriyordu?
Önceden okuyan sayısı azdı.
Şimdi herkesin diploması var.
Her diploma sahibine devlet iş versin diyen insanlar var etrafımızda.
Soralım o insanlara, senin iş yerin olsa her diploma sahibine iş verir misin?
Vermez, veremez.
O yüzden gençlerin üniversite okurken kendilerini yetiştirmeleri gerekiyor.
Derslere girmekle, sınavlardan geçer not almakla bu gemi düze çıkmaz.
Gençlerin haline bakıyoruz.
Üniversiteyi bitirmiş, evde kendisine tahsis edilen odaya geçmiş, telefonunda bilmem kaç gibaytlık internet, o sosyal medya senin, bu sosyal medya benim gezip duruyor.
Kahkaha seslerini komşular bile dinliyor.
İkindi yataktan kalkıp kahvaltısını yapıyor, dışarıdan yemek söyleyerek hayatını idame ettiriyor.
Affedersiniz ama tuvaletten yatağa, yataktan yemeğe geçilen bir kısır döngü.
Ebeveynleri de çaresiz bir şekilde onların harçlığını cebine koyup ümitsiz bir şekilde kıvranıp duruyorlar.
Hal böyle olunca da gençlerin iş arama derdi olmuyor.
Yediği önünde, yemediği ardında, niye iş arasın ki…
Değirmen taşı bir şekilde dönüyor.
Yalnız şöyle de bir durum var:
Değirmen taşı yukarıdan buğday gelmezse kendisini öğütür.
Bir zaman sonra psikolojik bunalımlar, ebeveynlerle karşı karşıya gelmeler, sıkıyı görünce evden kaçma teşebbüsleri falan…
İnternetten sıkılmakla başlayacak her şey.
O gayya kuyusunun da dibi elbette bulunacak.
Evlenenlerin beter halleri gençliği evlilikten soğuttuğuna göre artık rahatlıkla uçuruma yaklaştığımızdan söz edebiliriz.
Etmeyelim mi?
Evde kendisine ve çocuklarına huzur vermeyen anne babalardır çocuklarını evlilikten soğutan.
Aslında bu kimsenin aklına gelmez.
Derler ki bizim çocuk evlenmek istemiyor…
Neden acaba?
Bunlar aklı başında olan çocuklar…
Bir de sorumluluk almaktan kaçınan gençler var ki onların hali içler acısı.
Hayatı sadece 25-50 yaş arası zanneden aklı bir karış havada gençler…
Gençler!
Ne yapıp edin kendinize yeni uğraşlar bulun, kendinizi geliştirecek işler yapın.
Kısa videolarla hayatınızı zehretmeyin.
Üniversite okurken diplomaya odaklanan insanların hayatı tatsız tuzsuzdur.
Kendisine uğraşlar bulan, yaz tatillerinde işe giren, yapay zekâ öğrenen, web siteleri yapmayı bilen gençlerden olun ki bir adım önde başlayın hayata.
Torpil, kendisini geliştirmeyenlerin başvurduğu bir savunma mekanizmasıdır.
Torpille işe girenlerin sayısı kendisini geliştirenlerin işe girmesinin önüne geçemez!
Hele ki özel şirketler torpille kimseyi asla işe almazlar.
Herkes para kazanmanın derdinde çünkü…
Yönetmeyi değil de yönetilmeyi, köle gibi ezilmeyi istiyorsanız yan gelip yatmaya devam edin.
Bir de maneviyat yönü var işin, ahiret kaygısı olmadan yaşayan gençler kendilerini de, memleketi de uçuruma sürükler…
Kendinizi en çok bu yönde geliştirin.
Mustafa Süs