Milli voleybol maçı oluyor, takım kazanınca herkes seviniyor. Onlar daha çok seviniyor.
Onlar kim? Ülkeyi babasının malı zanneden, bu ülkede tek söz sahibi kendileri zanneden bir güruh.
Neden seviniyorlar voleybol maçındaki galibiyete?
Takımda kendi meşreplerine uygun oyuncu var diye.
Üstelik sevinmekle kalmıyorlar.
O oyuncu üzerinden Müslümanları eziklemeye çalışıyorlar, oyuncunun cinsel tercihi İslam’a aykırı olduğundan.
O tür oyuncuların her aldığı sayı ile baskı kurmaya, her aldıkları maç ile de tepkilerini olağanüstü bir şekilde göstermeye çalışıyorlar.
Oysa voleybol takımı da bizim, oyuncular da ülkemizin insanı.
Özel bir takım değil neticede. Voleybol federasyonuna yani Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı bir takım.
Kazanmada pay varsa en önce bakanlığın payı var.
Hem de nefret ettikleri iktidarın bakanlığının…
Hayır! Onlar öyle düşünmüyor.
Milli Futbol Takımı için de tam tersini düşünüyorlar.
Futbolcular içinde namaz kılan, umreye giden, kazanınca bozkurt işareti yapan, tevekkül eden varmış. Kazanınca şehadet parmağını uzatıyormuş göğe doğru…
E varsa size ne?
Siz kimsiniz?
Sizin ederiniz ne?
Günlerdir yapılan bozkurt işaretini savunma derdine düştü herkes bir avuç mutsuz, karaktersiz, yetersiz, cibilliyetsiz azınlığın saldırıları karşısında…
Bırakın ya!
“Bırak bozuk saatler yalan yanlış işlesin!”
Biz kendi işimize bakalım.
Bu memleket için elini taşın altına koyan kim varsa, bu memleket için proje üreten kim varsa, geleceğimiz için binaya tuğla koyan kim varsa hepsinin yanında duralım.
Yem etmeyelim kahramanlarımızı ite çakala…
“Ulusun kirli çakallar aya karşı…”
Yel kayadan ne aparır? Diyerek devam edelim yolumuza.
Savaş çıksa kaçacak delik arayacak olanları adam yerine koymayıp bakalım işimize.
Bunlar savaşta gökleri inletecek olan Allahuekber sesinden bile rahatsız olurlar diyeceğim de Allah’tan savaşa gitmek gibi bir dertleri yok.
Emin olun ülkemiz savaşa girecek olsa imkânı olan kapağı Avrupa’ya atar. Fetö’cüler gibi kıyıdan kaçmaya başlarlar çok sevdikleri Yunan’a doğru…
Oradan ülkemize saldıranlara destek verirler. Bundan kimsenin şüphesi yok.
Bozkurt işaretinden rahatsız olan kim varsa savaşta Türkiye lehine hareket etmez.
Bunun tersini düşünmek de abesle iştigaldir.
Biz biz olacağız, bu ülkeyi onlara teslim etmeyeceğiz.
Çünkü biz;
Aile bütünlüğüne tarafız, nesillerimizin devamından yanayız, binlerce yıllık kadim geleneğimizi ayakta tutmak için çaba sarf ediyoruz.
Bozkurt işareti de bizim, tevekkül hali de bizim.
Onlar ne bilsin şehadet parmağının göğe doğru uzanmasının manasını…
Bizim onlardan farkımız, ölsek de bu ülke bizim kalsak da…
Bu memleketten İslam’ı çıkar geriye tortu kalır. İslâm bu memleketin omurgasıdır, etidir, kemiğidir. Yumuşak beyinliler, kemiksiz çağdaşlar ve onları savunanlar bunu anlayamaz.
Bu memleket tuzu kuruların heva ve heveslerine kurban edilemez!
Mustafa Süs