Sel felaketi olur devlet ortalıkta olmaz, felaketzedelerin yaralarını hep başkaları sarar.
Evleri başkaları yapar, selden zarar görenlere başkaları yardım eder.
Van depremi oldu, İzmir depremi oldu, devleti ortalıkta gördünüz mü?
Göremezseniz, çünkü gözlerinize mil çekilmiştir.
Depremde evini kaybeden herkese evler yapıldı…
Kim yaptı? Tabii ki devlet değil!
Yangın oldu, ormanlarımız yandı, yığınlarca hayvan telef oldu, köylülerin traktörleri yandı, küçükbaş-büyükbaş hayvanlar can verdi…
Orman köylülerinin yardımına kim koştu? Tabii ki devlet değil!
Yanan ormanların yerine yeni fidanları kim dikti? Başkaları dikti, kim olacak!..
Şimdi asrın belki de asırların en büyük felaketi yaşanıyor.
Her şehre bir devlet görevlendirseniz altından kalkamayacağı kadar enkaz yığınları var…
Hesaba kitaba sığmayacak maddi hasarlar var…
Devlet nerede peki?
Devlet yan gelip yatıyor, nerede olacak!
Siz hiç deprem bölgesinde Bakan gördünüz mü?
Vali gördünüz mü?
Kaymakam gördünüz mü?
Başka şehirlerin belediye başkanlarını gördünüz mü?
Göremezsiniz! Çünkü yoklar.
Yollar onarılmamış, şehirlerarası yolculuk yok, otobüsler çalışmıyor, havalimanlarına uçaklar inemiyor, sağlam kalan binalara elektrik, su, doğal gaz verilemiyor.
Hiçbir bölgede çadır yok, konteynır yok, hastalara bakan yok…
Şehirlerden yardım eden yok, erzak sıkıntısı var, odun sıkıntısı var, depremzedelerin hiçbir ihtiyacına kimse karşılık vermiyor.
Enkaz kaldırma işini başka devletler üstlenmiş durumda.
Yeni evlerin temelleri atılıyor ama devlet ortalıkta yok…
Kim atıyor temelleri? Kim başlatmış inşaatı? Bilinmiyor!
Kısaca devlet ortalıkta yok.
Sosyal medyaya bakarsanız durum, aşağı yukarı böyle!
Yukarıda saydığım şeylere bin daha katıp hesap edin olanı biteni.
Deprem bölgesinde durum nasıl peki?
Deprem bölgesine kim giderse gitsin, sorduğumuz sorulara aldığımız cevaplar aynen şöyle:
Allah devletimize zeval vermesin, bazı eksiklikler olsa da devlet her kurumuyla yanımızda, devletin yetişemediği yerlerde vakıflar ve cemaatler imdadımıza koşuyor.
Sıcak çorbamız veriliyor, çadırlarımız kuruluyor, sobalarımız yanıyor…
Beyler, güneş balçıkla sıvanmaz!
Her yalanın raf ömrü vardır. Her ne kadar gerçek ortaya çıkana kadar dünyayı yedi defa dolaşsa da bir yalan…
Gerçeğin belini hiçbir zaman kıramaz.
Gerçeklerin yüzünüzde bir tokat gibi patlamasını istemiyorsanız ne kimsenin yalanına kulak verin ne de sizler yalandan medet umun.
Bu kadar düşkün olmayın, bu kadar aciz olmayın, bu kadar kendinizi yerin dibine sokmayın.
On şehir yerle bir olmuş, kırk bini aşkın insanımız can vermiş, en gelişmiş devletlerin başına gelse bu felaket altından kalkamaz deniliyor…
Siz hâlâ yalandan medet umuyorsunuz.
Siyasetiniz yerin dibine batsın! Bir kez de devletinizin yanında yer alın…