SAMANYOLU TV’DE HALAY ÇEKİLSİN
İnsanın kalbini makinaya bağladığınızda, düz çizgi demek o insanın öldüğüne işarettir. Zikzak çiziyorsa yaşıyor demektir.
Canım Türkiye’m!
Düz çizgiyi görmeyecek inşallah.
Görmeyecek görmesine de, arzın üzerinde kaç tane ülke vardır acaba böyle zikzaklı hayatını idame ettiren?
Bir bakıyorsunuz her şey güllük gülistanlık.
İşler yolunda gittiği zaman muhalifler rahatsız.
İşler sarpa sardığı, kaos çıktığı zaman hükümet yanlıları rahatsız.
Artık milletin duymaktan bıktığı ve her seferinde bir yenisinin gündeme geldiği kardeşlik kavgası gene gösterime girdi.
Salt kardeşlik kavgası değil. Adamları kutlamak lazım, öyle bir kavga ki, bir taşla bir sürü kuş vurulacak.
17 Aralık girişiminin Gezi olaylarından daha planlı ve daha sinsice olduğunu söylüyor, Hukukçu Osman Can, Star Gazetesinde Elif Çakır’a verdiği mülakatta.
Savcıların suç işlediğini, bu savcılarla bu davanın adam akıllı sonuçlanmayacağını belirtiyor. HSYK’yı olaya el koyması için göreve çağırıyor.
Boşa nefes tüketiyor bence.
Öyle ki, bu ülkede kim ne halt ederse etsin, eşek arılarının delip geçtiği, bal arılarının takılıp kaldığı bir hukuk sistemi var.
28 Şubat post modern darbesini yapanlar, planlayanlar ve suçlarını da itiraf edenler salıverildi.
Hem de tereyağından kıl çeker gibi, kimsenin olayla ilgilenmesine fırsat bile verilmeden. İki hancı dövüşürken yolcunun işi rast gitti. Adamlar ellerini kollarını sallaya sallaya çıkıp gittiler.
Onları salıverenlerin evlerine ateş düşer mi? Birlikleri bozulur mu? Okudukları yerden ok değer mi biz bilemeyiz.
28 Şubat’a hiçbir şekilde karşı çıkmamış ama ülkede darbe ortamı var diyerek tüm kurumlarını Çevik Bir’e emanet ederek aç susuz, hasırdan yatağını alıp yurt dışına kapağı atan Hoca efendimiz hazretleri, ulu insan, sürekli Peygamberimizle bağlantılı olan, Peygamberimizi olimpiyatlarda gören ülkemizin medar-ı iftiharı, Amerika’da bir vakfın köhne, Bandırma vapurunu andıran evinde emekli maaşı ile kirasını vererek yaşayan ve ayağına gelmiş onca makamı, mevkiyi elinin tersi ile itiveren, yüce insan bilir tüm bunları.
Ülkemizin ekonomik krize girmesi, yöneticilerimizin halkın gözünden düşmesi, dış dünyada itibar kaybına uğramamız, hem dost devletlerimizi sevindirecek hem de içerideki dostlarımızı sevindirecek.
Ne güzel yolsuzluk soruşturmasıyla bir operasyon gerçekleştirildi ve hükümet yanlıları kara kara düşünürken, nereden aklına geldiyse, bir beddua okuma fırsatı yakalayıverdi hocamız. Sıra hükümet yanlılarının sevinmesine geldi, karşı taraf da “tevil” etme derdine düştü “bedduayı.”
İnişli çıkışlı işte böyle ülkemizin insanının halet-i ruhiyesi.
Kendi dininden olan insanlara beddua edip, onlarla araya mesafe koymakta herhangi bir beis görmeyen ulu önderimiz, hocamız, efendimiz, “Dinler Arası Diyalog” adı altında Allah’ın yok saydığı dinlere kucak açarak ömür tüketmiştir. Buradaki acayiplik dikkat çekici değil mi size göre de?
Sözlerime burada son verirkene, bi dakka doktor bey geliyorum;
Halkbank operasyonu için dış güçlerden emir alınarak hareket edildiyse,
Yolsuzluk yapan bakan çocuklarının yolsuzluklarının başka şekilde açığa çıkarılma şansı varken ülkemizi zarara uğratmaktan çekinilmeyip, Halkbank soruşturması ile birleştirildiyse,
Bakan’ın konuşmalarına ekleme yapılıp itibar kaybına uğratılması hedeflendiyse,
Asıl amacın yolsuzluk olmadığını ve Ak Parti’den bu ülkeyi kurtarma adına böyle bir operasyon gerçekleştirildiyse,
Dememiştim, demeden edemeyeceğim,
“Bank Asya’dan tüm Müslümanlar paralarını çeksin!
Hizmete bağlı kurum ve kuruluşların hepsi borsada tepetaklak olsun!
Dershaneleri öğrenci bulamasın!
Öğrenci evlerinde fareler cirit atsın!
Herhangi bir makbuz karşılığı olmadan toplanan bağışların hepsi Filistin’deki Müslümanlara ulaşsın!
Zaman, Bugün, Aksiyon, Sızıntı gibi dergilerin tirajları düşsün, Müslüman ve vatanseverler gazete aboneliklerini iptal ettirsin.
Samanyolu ve Mehtap televizyonlarında halay çekilsin!”
Son olarak mümkünse Allah’ım, ülkemizin üzerindeki kara bulutlar dağılsın.
mustafasus@hotmail.com
www.mustafasus.com