MEMURA KRAVAT YAKIŞIR SİYASET YAKIŞMAZ
İnsanlara bir şeyler dayatmanın, kanunlarla, kurallarla insanları hizaya sokmanın ne gibi bir getirisi vardır, kime ne yarar sağlamıştır böyle bir durum?
Devleti mi yaşatmıştır, insanı mı yaşatmıştır insanları kalıba sokmak?
Anayasaya bakılırsa, herkes özgür. Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmiştir Cumhuriyet, kimine göre de!
Sorunları çözüme kavuşturduğu söylenen siyaset, toplumumuzda oldukça uzak durulması gereken bir alan olarak gösterilmiştir.
İnsanlar düşünmesin, düşündüklerini söylemesin, herhangi bir konuda fikir yürütmesin. Edilgen ve güdülmeye hazır hale gelsin ki birileri de bu durumdan rant sağlasın, ülke yönetsin.
“Öğrenciler olmasa Maarif ne güzel idare edilirdi.” desin birisi; bir diğeri de “Resmi ideoloji ile papağan gibi yetişen bir nesil olunca ne güzel idare edilir devlet.” desin.
İkisi arasında herhangi bir fark yoktur.
İkisinde de başkaldırı yok, ikisinde de düşünce yok, çalışan bir beyin yok.
Üniversitelerimiz hala dünya sıralamasında en alt seviyelerde. Hala başarılarımızla değil, rezilliğimizle ön planda yer alıyoruz.
90 yıldır devlet ne öğrettiyse, doğru-yanlış demeden onu öğretiyoruz nesillere. Aykırı seslere tahammülümüz yok.
‘Ben bilmem, beyim bilir’ sözünü dilimize dolayıp, Anadolu kadınının düştüğü durumu kurcalarken, çağdaşlıktan, kadın haklarından, özgürlükten, birey olma derdinden dem vurur dururuz da, resmi ideoloji dışına çıkan aykırı bir sese tahammülümüz olmaz, olamaz.
Dini tabu olarak görürüz ama kişilerin veya bir takım kişilerin ideolojilerini sorgulatmayız. Ya vatan elden gider, ya bölünürüz, ya da herkes haddini bilmelidir.
Öğrencilerimizin fakirliği ortaya çıkmasın diye bir safsataya inanır, onları önlüğe mahkûm ederiz.
Elimizde resmi bir kılıç, kiminin saçını keseriz, kiminin budarız fikrini.
Aklı evvelin birisi memur siyaset yapamaz, der. Ve o günden beri memur siyaset yapamaz. Yapsa ne olur? Devletin ekmeğini yiyen o ekmeğe bıçak saplar! Sanki tek vatansever kendileri ve memur asla vatansever olamaz!
Hangi gelişmiş devletin kılık kıyafet yönetmeliği var söyler misiniz?
Varsa da hangisinde, sen şu şekilde, sen bu şekilde giyineceksin diye bir ibare var?
Ağzından çıkan ütülü cümlelerinle fikir üretmeyip borazanlık yapacaksın ey halkım!
Sen eteğinin boyu kadar düşünecek, sen saçının uzunluğu kadar konuşacaksın!
Sen kendinden büyük birisi çıkınca karşına, ağzından çıkan cümleleri, onun ağzından çıkan cümlelerine ilikleyip, duygularınla eğileceksin önünde!
Alabildiğine esaret, alabildiğine koyun, alabildiğine emre amade bir yaşam sergileyeceksin. Sergilemelisin, zira sana maaş veren devletine karşı çıkmaktır senin siyaset yapman, düşünmen, düşündüğünü söylemen!
Vatan evlatlarını haince, sinsice kurşunlayanlara arka çıkanlar, senin verdiğin vergilerle meclis sıralarını doldurup ağız dolusu küfürler edecek bu ülkeyi yönetenlere, sen memur arkadaşım, gıkını çıkartmamakta ne kadar mahirsen o kadar itilip kakılacaksın, çıkartırsan da!
10 yıldır bu ülkede bir şeyler değişiyor. Demokrasi yolunda, ekonomik gelişmişlik yolunda birçok ilerleme kaydediliyor.
Ama hala nedense bir türlü, memurlara, “istediğiniz gibi giyinin, düşünün, fikirlerinizi özgürce dile getirin.” diyen yok.
Hala kravat zorunlu, hala etek boyu ölçülüyor, hala ceket giyme mecburiyeti var!
Mayıs 15 ile Eylül 15 arası serbest kıyafet uygulaması var, ne resmi ideoloji zarar görüyor bundan, ne de vatan elden gidiyor.
Gelişmiş ülkelerde, öğrencilerin ne giyeceğine aileleri karar veriyor ve hiçbir çocuk horlanmıyor okullarda.
Memurlar yine Avrupa ülkelerinde siyaset yapıyor, ülke geleceği için söz söylüyor, kimseye bir zararının dokunduğu görülmemiştir.
Siyasilerin karar almasını beklemeden, memurlar bu yönde seslerini daha gür çıkartsalar, sendikalar kayıkçı kavgasına mola verip bu konuya eğilseler! Hazır Toplu Sözleşme dağı da fare doğurmuşken!
Artık zamanı gelmedi mi? Ne dersiniz?
mustafasus@hotmail.com
{fcomment}