Site icon Mustafa Süs'ün kişisel blogu

Lanetli milletle lanetlenenler 16 Eki 2023 (Diriliş Postası)

Paylaş

Eğitim sistemimizi ve müfredatı incelediğimiz zaman özellikle değerler eğitimiyle alakalı bölümlerde çocuklarımıza erdemli olmak öğretilir.

Erdemli olmaktan kasıt;

Temiz, dürüst ve ahlaklı olmak, yalan söylememek, büyüklere saygılı olmak, küçükleri sevmek, hayvanlara merhamet beslemek ve daha niceleri…

Uzaktan baktığımız zaman ”E daha ne yapsın Bakanlık?” diyebiliriz.

Deriz demesine de bu, işimizi görür mü?

Bir insanın evi temiz, üstü başı temiz, arabası temiz olunca o insan ruhen temiz olmuş oluyor mu?

Kötü fikirleri,

Mukayeseden yoksunluğu,

Doğruyu yanlışı ayırt edemeyişi,

Sözünden ayrı yolda yürümesi,

Bünyesinde barındırdığı ve duruşuna halel getirecek ciddi çelişkileri,

Yediği kul hakkı,

İnsanları küçük görmesi,

Çocuğuna “Başkasının kalemini çalma!” derken kendisinin ihaleleri usulsüz bir şekilde götürmesi,

Devletten adil olmasını bekleyip çalışanlarına adil olmaması,

Burnu havada tavırları falan…

En önemlisi, gündemde olduğu için söylüyorum; mazlum ile zalimi ayırt etme potansiyeli…

Bu kötü hasletleri barındıran insanın ruhu temiz olabilir mi?

Kitap okurken sadece kendi ideolojisine uygun kitaplar okuyup karşıtı olduğu fikirlerden yoksun olması o insanı samimi yapar mı?

Peki, bir insanın köpeğe, kediye şefkatli davranırken savaşta yetim kalan, eli yüzü parçalanan çocuğa merhamet etmemesini neyle açıklayacağız?

Şu an tüm dünyanın gözü önünde ciddi bir soykırım yaşanıyor.

75 yıllık işgale karşı yapılan küçük bir saldırı bahane edilerek hemen hemen tüm dünyanın desteğini alan gözü dönmüş bir devlet -en basiti- ”Yaralı yakaladığımız esirleri tedavi etmeyeceğiz.” açıklamaları eşliğinde önüne gelen herkesi öldürüyor.

Ve tuhaftır ki kendisine dürüst diyen, temiz diyen, erdemli diyen yığınlarca insan bu katliama seyirci kalıyor.

Seyirci kalmak yetmiyor, tarihî bilgiden yoksun kimi mesnetsiz suçlamalarla mazlumu zalim, zalimi mazlum gösterme derdine düşüyorlar.

Bunların içinde profesör olan da var, ilkokul mezunu olan da var, dindar olan da var, dinden bîhaber olan da var.

Ciltler dolusu kitap yazan da var, kitap okuyan da…

Mahallede bir ev yanıyorsa yangına anında müdahale edilir, çocuklar evden çıkarılır, yaşlılara ve kadınlara yardım edilir, yangını söndürmek için tüm mahalle seferber olur.

Sonra oturup yaralar sarılır ve gerekli soruşturmalar açılır falan…

Anadolu’da yaşayan, Anadolu irfanı ile yetişen insanların doğruyu yaptığına, doğru yerde durduğuna yürekten inanıyorum. Bu insanların çoğu belki de mektep görmemiş, belki hayatında hiç kitap okumamış insanlar ha!

Bizler sonucu değiştiremeyiz belki ama tarih bize “nerede durdun” sorusunu soracaktır elbet!

Zalimin zulmüne seyirci kalanın bir gün o zulme maruz kalmayacağının garantisi yoktur.

Hâsılı, Millî Eğitim Bakanlığı hiçbir şey yapmasa bile hangi millet lanetli, hangileri mazlum, hangileri zalim, onları öğretse çocuklarımıza…


Paylaş
Exit mobile version