Konuştukça Susuyorsun
Konuştukça açılıyorsun, tüm pencerelerin açık, gökten içine doluyor yıldızlar, yıldızlarla dertleşiyorsun, yağmuru alıp içine yeşertiyorsun tüm çalılıkları. Dikenler çoğaltıyorsun konuştukça, batsın diye değil, kanatsın diye değil…
Yaksın diye değil yalnızlığın ateşi, kaçıyorsun her şeyden. Bir karışıyorsun ki kalabalığa, silikleşip duyulmasın istiyorsun çığlıkların.
En güzel maskeleri resmeden bir ressama şekil yaptırıyorsun, maskelerinle yargılıyorlar seni. Maskeler, çenesi düşük maskeler. Yüzün gerçek değil.
Sakladıklarına vakıf olan kimseler bulamıyorsun, dert değil. Konuşuyorsun, konuşuluyorsun, sustuğun zaman bozulacak sanıyorsun tılsım, yalan değil.
Her soruya cevap veriyorsun, ahkâm kesiyorsun bilip bilmediğin her konuda, saklanıyorsun, sır değil.
Yaftalar yapıştırılıyor, birçok sıfata tabii tutuluyorsun, olur olmaz fikirler yürütülüyor hakkında, herkes bir şeyler gördüğünü zannediyor, doğru değil.
Ele veriyorsun kendini en olmadık halinle, çok yüzlü bir şekilde sürüyorsun piyasaya kendini, çelişiyorsun kendinle, iki yüzlülük değil.
İnsanların eline verdiğin okun karşısına hedef oluyorsun, yalpalıyorlar, kımıldamadan dursan bile isabet etmiyor ok sana, hedef doğru değil.
En saf halinle çıkıyorsun karşılarına, saflığından yararlanıp üçkâğıt yapmaya kalkışıyorlar, dişlerine göre değil.
Karmaşıklaşıyorsun, çarpıtıyorsun gerçekleri, çarpmaya çalışıyorlar, titriyor elleri, gözler yerinden fırlayacak gibi üşüşüyorlar üzerine, gidişat hoş değil.
Ayıklıyorsun seni alt etmeye yarayacak cümleleri veriyorsun ellerine, en vurucu en can alıcı cümleler, zahmet edip geliyorlar üzerine, attıkları taş değil.
Ödünç veriyorsun bakışlarını, sözlerini esirgemiyorsun, binalar dikiyorsun, kuleler inşa ediyorsun, çıkıp tepesine bakmaya çalışıyorlar sana, hoş değil.
Birkaç başarı hikâyesi anlatıp bıktırıyorsun, yenilgilerinden dem vurup acındırıyorsun, sızlanıp uzaklaştırıyorsun, kaçırtıyorsun, kaçıyorlar, inzivana yöneliyorsun, dönüyorlar geri, dönüş değil.
Konuşarak susmanın inceliklerini keşfe çıkmışsın, örnekler vererek, alıntılar yaparak, gülümseterek, gülümseyerek kaçıyorsun, en zayıf yerinden vurmaya hazırlanırken birileri, sen kendinle savaşmaya hazır hale geliyorsun, onlar vuradursun, yere sersinler, ne istiyorlarsa yapsınlar, yeter ki beni benden almasınlar, boşluklarla sürdürdüğüm ilişkimi kopartmasınlar istiyorsun.
Zırhlar edinmişsin kendine, kat be kat zırhların var, konuştukça delmeye çalışıyorlar, soymaya çalışıyorlar zırhlarını.
Sürüp gidiyor bilmecelerin, çözmek ne mümkün, her soruya verilen doğru cevaplar daha bir karmaşık hale büründürüyor seni.
Sözler açık, her şey ortada, dil döküyorsun, dillere destan bir kendini anlatış, kendini bırakıyorsun kurtlar sofrasına, sofra kalabalık, aç herkes, doymak nedir bilmeyen oburlar var.
Sofradaki sen, uzaktan seyre dalan? Yine sen!
{fcomment}