Site icon Mustafa Süs'ün kişisel blogu

İsrail’in kötüye gidişi (Diriliş Postası 22 Ocak 2024)

Paylaş

İsrail Filistin’de yenildi, bunu kabul etmek lazım.

Bataklığa saplandı üstelik. Çıksa bir dert çıkamasa bir dert…

Bataklıktan çekilse ellerinde bir zafer belirtisi yok.

Dünya kamuoyuna rezil oldular ama bunu bir süre daha gizlemeye çalışıyorlar da ne kadar kamufle edilebilir ki mızrak çuvalda?

İşgalci İsrail devletini ayakta tutan sadece güç değildi.

Algı yapıyorlardı.

En önemli algıları da;

“Yenilmezlik,

güçlü bir savunma sistemi (istihbarat, Demir Kubbe, sınır savunma tümenleri)

dünya kamuoyunun yanlarında olması,

herkesin bunları haklı görmesi” gibi algılardı.

7 Ekim tarihini 11 Eylül ile bir tutmaya, dünya kamuoyunu öylece yanlarına çekmeye çalışmışlardı.

Batılı devlet başkanları sefer düzenlediler İsrail’e bu vesileyle.

Ama tutmadı…

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Davos’ta olduğu gibi ikinci büyük çıkışını yaptı:

“Hamas, bir terör örgütü değil; topraklarını koruma mücadelesi veren bir mücahitler grubudur.” dedi.

Bu oldukça önemli bir çıkıştı.

Bölge insanlarından edindiğimiz bilgiler bunlar…

Devam edelim…

Batı’daki eylemlere herkes hayret ediyordu.

Kimisi “Batı’da yaşayan Müslümanların, göçmenlerin eylemleri” diyordu bu eylemlere…

Evet, önceleri öyle başlamıştı.

Ve önceleri sadece Filistinli mazlumlara destek veriliyordu o eylemlerde.

Erdoğan’ın o müthiş çıkışından sonra Hamas’a açık destek gelmeye başladı.

Bunlar da bölgeyi iyi okuyan, bölgenin insanlarından edindiğimiz bilgiler.

İsrail, dünyadan beklediği desteği ilk günlerde alsa da ardından yaptığı katliamlar neticesinde iyice güç kaybetmeye başladı.

Hem soykırım yaptı hem bataklığa saplandı.

Güney Amerika’nın da girişimiyle Lahey Adalet Divanında hesap vermeye başladılar.

İsrail’in şu an düştüğü durum kendileri açısından kötü…

Peki, İslam dünyası açısından durum ne?

İslam dünyasının durumu açıkçası İsrail’den daha kötü…

Ne güçlü bir destek olabildiler mazlum Gazzelilere ne de konforlarından ödün verdiler.

Filistin’de, Kudüs’te, Gazze’de kol saati gibi; zamanı kolladığımız gibi, her an aklımızda olmadığı sürece daha çok kan akacak, daha çok soykırımlar yaşanacak, daha çok Batı’dan medet ummaya çalışacağız.

Ülke olarak en önemlisi, her alanda kendi göbeğimizi kesecek kadar güçlü olmamız.

Nerede bir mazlum varsa ona başkası yardım etsin dersek bu hiçbir zaman mümkün olmayacak. Olsa da bizim için büyük bir utanç olacak.

Bizi biz yapan mazlumun yanına koşmaktır, başkasından medet ummak değil.

İsrail’in gidişatı kötü ama bizim gidişata da çekidüzen vermemiz şart!


Paylaş
Exit mobile version