HAŞİMİM ÇEKTİ KILICINI VERDİ AYARINI!
HAŞİMİM ÇEKTİ KILICINI VERDİ AYARINI!
Anayasa Mahkemesi başkanı Sayın Haşim Kılıç, çekti kılıcını. Hay de bre!
Yıllardır omuz omuza yürüdüğü dostunun gözünün içine baka baka hukuk dersi verdi.
İyi de etti yani!
Ne o öyle, ülkeyi sen tek başına yönetmeye karar ver ve herkes sessiz kalsın. Yok öyle!
Başbakan olman yetmiyor. Haddini de bileceksin! Dedi.
Bu ülkede henüz hukuk yok ama siyasilere haddini bildirecek çok değerli, muhterem hukuk adamlarımız var. Yargı siyasallaşmasın diye feryat ederek bir kereliğine de olsa siyasi konuşma yapacak kadar!
Ki sen zaten Başbakan olmuşsun ama nasıl olmuşsun?
Gömlek değiştirerek Başbakan mı olunurmuş? Geçmişine ihanet ederek başbakan mı olunurmuş?
Olur musun? O zaman yersin zılgıtı.
Yerel seçimleri baz alarak bir değerlendirme yapacak olursak:
Halkın yüzde 55’i seni sevmiyor be adam! Ne diye o koltukta duruyorsun?
Ülkeyi batırmışsın, hiçbir yatırımın yok!
Hem yüzde 45 oy almak demek o oy verenlerin seni sevdiği anlamına gelmez, kimisi makarna, kimisi kömüre aldanarak oy veriyor, sen de kasım kasım Kasımpaşalı…
Tüm dünyada imajımızı yerle bir eden Twitter yasağı mesela?
Neymiş de ülkenin milli çıkarlarını koruyormuşun, biz de yedik!
Muhalefet partilerinin hepsi seçimden zaferle çıktılar. Hoş bunu kimseye anlatamadılar ama öyle.
Sen ne yaptın?
Elinde büyük bir iktidar gücü olduğu halde, kalan onurlu, vatansever yüzde 55’i kandıramadın.
Onlar kanmazlar. Onlar vatansever. Sana oy verenler gibi vatan satan değiller.
Ülkede muhalefet boşluğu var zannediyordun değil mi?
Takmışsın peşine bir Kılıcıdaroğlu’nu, Bahçeli’yi.
Oh ne ala memleket.
Onların etkili muhalefeti yok diyerek de, istediğin gibi atını oynatıyorsun.
Haşim Bey bizim adamımız, ondan bize zarar gelmez, yargı da bizim, emniyet de bizim, asker de zaten sesini kesti deyip “tek adam” olma yolunda ilerlerken bir de bakmışsın ki, yanlışa düşünce ne yaparsınız? Diyen Ömer’e;
– Seni kılıcımızla doğrulturuz ya Ömer! Diyen bir geleneğin mirasçısı Haşim Kılıç! Çıkıverir ortaya!
Al işte! Nasıl hizaya soktu seni!
Adam çıktı kürsüye, aldı eline sazı, Pensilvanya’dan istekler bölümüne geçince, ne kadar yeminli muhalif var hepsini keyiften dört köşe yaptı, neredeyse salonda halay çekeceklerdi.
Öyle tek adamsın ki sen!
Öyle tek kalmışsın ki…
Sana atılan her taşa, taşı kimin attığına bakmaksızın alkış tutacak o kadar kahpe var ki!
O konuşmadan sonra, halkın gözünde sıfırlandın.
Herkes artık senin ne kadar işe yaramaz, davasına ihanet eden bir hain olduğunu söylüyor. Otobüslerde, evlerde, tramvaylarda…
Herkes dediğime bakmayın, yeminli muhaliflerden bahsediyorum. Dün seni el üstünde tutan paralelcilerden, Gezi zekâlılardan, memleketin batmasını değil de rahatını düşünen kodamanlardan…
Gel inat etme Sayın Başbakan!
Bırak tek adam olma hevesini, karış sürüye sen de! Sana mı düştü ülkenin itibarı, sana mı düştü ülkenin kalkınması, sana mı düştü herkesin müreffeh bir hayat yaşaması?
Neymiş de, Yeniden Büyük Türkiye’yi kuracak, dünyaya nizam verecekmişsin! Nil nehrinde bir kuzuyu kurt kapsa, hesabı benden sorulur, falan diyormuşsun yani öyle düşünüyormuşsun.
Sen içine Brütüs kaçmış Haşim’den iyi mi bileceksin?
Çıkar sırtındaki kanlı hançeri de karış kalabalığa.
Oysa biz ne kadar da mutluyduk millet olarak.
Karnımızda bebek yoktu, sancısı da yoktu.
mustafasus@hotmail.com
www.mustafasus.com