ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMAZSAN…
Türkiye’de deprem yönetmeliğine aykırı evler ya güçlendirilsin ya yıkılıp yerine yeni evler yapılsın dese devlet, Türkiye’nin yüzde seksen dördü ayaklanır…
Deprem için devlet ne önlem alıyor diye soranların tamamı karşı çıkar buna…
Ev alırken ucuz evi tercih ederiz biz.
Ev yaparken de ucuza mal etmeyi severiz.
Alırken de malzemeden çalarız, yaparken de, satarken de…
Bu kötü gidişata bir son vermek gerek diyeni de topa tutarız.
”Ucuz etin suyu kara olur.” sözünü hiç duymamış gibi yaparız.
Her şeyi devletten bekleme gibi çok kötü hatta çok iğrenç bir anlayışımız var maalesef.
Devletten beklenen, denetim görevidir, devletten beklenen çürük bina yapılmasına engel olmaktır.
Devlet de yönetmelik çıkarmış işte.
Hangi devlet ister vatandaşının can vermesini?
Elini taşın altına koymayan bir zaman geliyor, bir felaket esnasında bedenini taşın altında buluyor maalesef.
Sel yatağına ev yapan da suçu devlete atıyor, malzemeden çalan da suçu devlete atıyor, ucuz ev alan da suçu devlete atıyor.
Öyle kolay ki devleti suçlamak… Ne bir sorumluluğu var ne bir yükü var ne bir riski var.
Al eline kalemi, suçla devleti, oyna tribünlere, al alkışını ohhh sefan olsun.
Bırak eşini, çoluk çocuğuna bile araba alan, ulaşımda toplu taşımayı kullanmayan trafik sorunundan söz ediyor.
Ağaç dikmeyen yağmursuzluktan dem vuruyor.
Utanmasa Allah’a savaş açacak…
Babasının onay vermediği serseri biriyle evlenip de anasının evine gözü yaşlı dönen kadınlar gibi bir toplum olduk.
Hem istediğimiz gibi yaşayalım hem de hiç dert sıkıntı çekmeyelim istiyoruz.
Bu ucuzluk belası başımızda durduğu sürece hiçbir felaket bizim aklımızı başımıza getirmeyecek.
Kendi canımızı düşünmüyoruz bari çoluk çocuğumuzun canını tehlikeye atmayalım. Hadi onu da geçtik kendi paramızla ölüme gitmeyelim…
”Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.” diyen Kayserili ‘ye kulak verelim hiçbir şey bilmiyorsak.
Ucuz mal alıp da başı ağrımayan tek insan gösterebilir misiniz?
Yediemin’den ucuz mal alana bile bizim ülkemizde;
”Ağlayanın malı gülene yaramaz.” derler…
Atasözlerimiz bile devletten daha etkili bir yolla bize rehber olması gerekirken, illâ devletin kılıcını hissetmek istiyoruz ensemizde.