ANSIZIN FARKET MANAYI (AFM)
ANSIZIN FARKET MANAYI (AFM)
Yürek burkar iç çekişlerin, dalıp dalıp gitmelerin boşluğa…
Yanan bir evin yok oluşunu seyreder gibi, gözlerinin önünden akıp gider hayatın, film şeridi tadında.
Gidenlerin ardından el sallamaya bile değmez bir duruşun var olmalı, asil, kendinden emin.
Acıyı içinde biriktirmelisin, bırak kanatsın, bırak köz köz yaksın seni.
Aldırma o beylik laflara, anlattıkça açılırsın haydi koy ver kendini diyenlere…
Sanma ki kitapta yazılan her şey doğru, sanma ki sana verilen öğütler tutulası öğütler.
Kapat gözlerini, bir düş kırıklığı yaşa, ümit etmekten vazgeç, hayata dört elle sarılmayı bir kenara bırak, yorulmasın ellerin.
Öğrendiklerini unut geçici bir süre, olmayacak hayaller kur, gerçekleşmemesi için de dua et.
Önündeki fırsatları tep bir bir, verilenlerle yetin ve şaşırt herkesi.
Çok fazla övün, kendini önemsediğini haykır, daha çok yapacak işim var diyenlere inat, daha çok para sahibi olmak istiyorum diyenlere inat, ihtiyaçlarını en aza indirerek, zengin tut gönlünü…
Ulaşamadığın her şeye haram dememek için uzatma elini hiçbir şeye.
Gitmediğim her yer benim diyerek oturma yerinde ve kalkıp gitmeyi dene.
Sorduğun sorulara cevap alamamaktan korkacağın yerde soru sormamayı ve fazla irdelememeyi düşün, olanları öğrendikçe daha çok çekiyorsan acı, öğrenme bırak kalsın gizemli gizemli.
Nasılsa kalmaz hiçbir gerçek üstü kapalı, gün gelir çözülür çorap söküğü gibi, hiç olmazsa o anını karartmaz, acılar gün geçtikçe daha az azap verir, geç öğrenilenler hiç öğrenilmemiş gibidir.
Seni yaralayan sözlere zamanında verdiğin tepkiyi düşün, birde şimdiki halini, gülüyorsundur eminim.
Bütün saatler senin uykunu bölmek için kurulmadı, bütün trenler, gideceğin yere geç kalman için rötar yapmadı, senin gibi o kadar çok insan var ki, acılar ortak olmasa da gözyaşlarının rengi aynı, tadı da.
Çocukluğuna hasret kaldığını düşündüğün anlar var, keşke büyüsem dediğin çocukluk anların gibi…
Tezatlıklar ve çelişkiler yumağıdır hayat.
Bir gün deliler gibi istediğin bir şeyi, bir başka zaman elinin tersi ile itip nasıl inanamıyorsan o istediğin şeyin hayatında ne kadar gereksiz olduğunu varsayarak, o kadar çok isteme hiçbir şeyi.
Hayatını öyle bir zamanlama kurarak yaşa ki, sanki her gün ertesi gün olmayacakmışsın gibi hisset.
Plansız yaşa bir süreliğine hayatı, kimsesiz kalmışsın gibi yalnızlık çek, hisset yalnızlığı iliklerine kadar…
Dağıttığın hiçbir şeyi toplamaya çalışma, dağınıklıktan değil, derli-toplu olmaktan şikâyet et…
Sana reva görülen hayatı yaşamaya çalış, sen öykünme başkalarına.
Gülü sev ama dikenine de katlanma, aşkla bağlan hayata, olduğun gibi yaşa, kaygısız, sevecen, yazın sıcağında gamsız serinlikler düşle…
Adım adım ezberle kimsesizliği, bir kuş cıvıltısından medet ummadan bak dört duvara…
Yollara aşina ol, sırt çantandaki kaygılarını ağırlık yaptığı yerde bırak…
Aç kalacakmışsın, görkemli bir gelecek beklemiyormuş seni, aldırma!
Hayret ediyormuş gibi yap, ama hiçbir zaman etme hayret!
Dalganı geç hayatla…
mustafasus@hotmail.com
{fcomment}