Site icon Mustafa Süs'ün kişisel blogu

KENDİMDEN UTANDIM (ANLATI)

Paylaş

KENDİMDEN UTANDIM (ANLATI)
Orta birinci sınıfa giderken babamın yeni aldığı ayakkabıyı camide çalmışlar ve ben okula arkası yırtık kara lastik ayakkabı ile gitmek zorunda kalmıştım.
Bu bir fakirlik edebiyatı değil, baştan söyliyeyim…
Ayakkabının arkasındaki yırtık görünmesin diye pantolonumu biraz daha uzatmıştım paçalarını yeniden söküp dikerek, terzilik yeteneği vardı babamın mesleğinden mülhem…
Utanırdım okula giderken, birkaç kara lastik ayakkabısı olan öğrencilerden biri bendim.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
Kara lastik ayakkabımdan utandığım için kendimden utandım.
Büyüdüm yaş olarak, herkes gibi ben de yeni bir kıyafet falan alınca onu göstermek isterdim.
Gösterdim de.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
O gösteriş meraklısı halimden de utandım.
Yalan yok, üniversite yıllarında ve mesleğe atıldığım ilk yıllarda,
Doğum günüm için sürpriz yapan, hediye alan arkadaşlara,
Yarım ağız,
Niye zahmet ettiniz? der, içten içe mutlu olurdum.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
O halimden de utandım.
Doğum günü kutlayan, kutlanılmasından hoşnut olan insanlar sakın üstüne alınmasın, bu durum benimle alakalı…
Kim nasıl mutlu oluyorsa öyle yapar, ister kutlar ister kutlamaz.
Ben o günleri utançla anıyorum kendi adıma…
Öğretmenlik hayatımda, öğretmenliğin hakkını veremediğimi düşündüğüm için öğretmenliği bırakıp en azından müdür yardımcısı olayım ya da masa başı memur bile olmaya razıyım yeter ki çocukların hakkına girmeyeyim düşüncesiyle de olsa birkaç kişinin kapısını çalmıştım…
Niyetim ne denli iyi olursa olsun, ne denli samimi olsam da,
Birilerinin kapısını çaldığım için kendimden utandım.
İlk yazı yazmaya başladığım yıllarda, yazdığım köşe yazılarını tanıdığım, tanımadığım insanların mail adreslerine gönderdim, tahminimden daha fazla olumlu geri dönüş olsa da, insanları rahatsız ettiğim düşüncesiyle o halimden de utandım…
Katıldığım toplantılarda, toplu etkinliklerde, yapılan ziyaretlerde, ağırlanan misafirliklerde, toplumun ileri gelenleri ile, siyasilerle falan aynı kareye girmeye özen gösterip onu da insanların gözüne sokma çabamdan dolayı kendimden utandım. Yazar ve ilim adamları, toplumu yönlendiren kanaat önderleri hariç tabi, onlarla bir arada bulunmak şereftir ve onlarla aynı kareye girmek de öyle…
Otorite sayılan insanlarla bir arada olmaktan falan utanmam, söylenecek söz vardır, duyulması gereken söz vardır…
Ama onlarla bir arada olduğumu belirtmek ve bunu insanların gözüne sokmak kendimden utanmaya yeter.
Lüks otellerde, lüks mekanlarda bulunduğum zamanlarda lüks! insanlarla bir arada olduğum anlarda bunları da ifşa ettiğim zamanlar oldu. Mensubu olduğum kurum adına yaptığım ifşa gerekli idi ve hâlâ gerekli olduğunu düşünürüm ama kendi nefsi beklentim neticesinde yaptığım ifşalardan da utandım.
Yaptığım bir iyiliği, vesile olduğum bir iyiliği insanlar etkilensin de onlara da örnek olsun diye ifşa yoluna gittiysem o durumda kimseden utanmadım ama nefsi yönden kendimi övdüğüm zamanlarda kendimden dramatik bir şekilde utandım, utanmaya devam ediyorum.
Tüm bunları niye anlattım biliyor musunuz?
Bunların bana hiçbir faydası olmadı!
Sadece nefsimi okşadı.
Maddi yönden bir beklentim olmamasına rağmen, ne maddi yönden zerre kadar faydası oldu ne de manevi yönden zerre kadar faydası oldu!
Ruhumu ilginç bir şekilde kirlettiğini düşündüm bu durumların.
Kendimden utanma konusuna gelince…
”Ben artık eskisi gibi gösteriş budalası değilim, şimdi daha mütevazi oldum.” diyerek mütevazilik kibrine düştüğüm için yazmadım bunları.
Biliyorum ki, kötü yanlarını ifşa edip ondan da kendini övme malzemesi çıkarılır!
Yazı yazmaya başladığım ilk günden beri hep şunu yaptım:
Kendini anlatmak, bir nevi söz vermektir!
Yazdığı yazının, sarf ettiği sözlerin arkasından gitme düşüncesidir benimkisi.
Zaten bu yazıda nitelikli insanlar, ”kendini yererek aynı zamanda kendini övmeye çalışmış” hissine kapılırsa ileride bu yazdığım yazıdan ötürü de kendimden utanırım ve kendini öven şeytanın yoluna düşmekten Allah’a sığınırım.
Tek derdim, bu yazıdaki düşüncelerimin peşinden gitmek…
M’S


Paylaş
Exit mobile version