KENDİ SIRTINDAN DÜŞEN EŞEK!
Kendi yüzüne
Kendi yanlışını vurmaya cesareti yoktu
Korkaktı!
Bir o kadar da
Kendini
Ve başkalarını bilmez!
Vururdu insanların yüzüne
Yüzüne gelen tükrüğü!
Gocunmadan
Rahatsız olmadan
Pislik içindeyken bile
Elini uzatıp başkalarına
Kirletmek isterdi
Herkesi!
Çevresini çoğaltmak derdinden çok
Herkes kirli olsun isterdi
Kendisi gibi!
Cimriydi!
Başkalarının üstünden
Başkalarına üstünlük kurar
Başkalaşır
Başkaymış, farklıymış zannederek kendini
Bir adım önde olmayı isterdi!
Oysa ne çok arkadan
Ve yavaş adımlarla gelirdi
Başkalarına verirken!
Başkaları versin isterdi hep
Kendine de
Başkalarına da!
Her şeyden şikayet eder
Her şeye sahip olmak isterdi!
Üstüne düşen görevi
Üstünden atar
Üstesinden gelemediği konularda da
Gene başkalarını suçlar
Sıyrılırdı içinden işlediği her suçun!
Hafif sıyrıkla atlattığını zannettiği sorunların altına
İnsanlığı bırakıp öyle çıkardı
Gün yüzüne!
İnsan yüzüne çıkmaya da vardı cesareti!
Başkasını yermekle
Kendisini ele vermemek isterdi hep
El elden üstündü oysa!
Bilmez, bilinmez zannederdi!
Samimiyet testinden geçmek için
Samimiyetsizlik köprüsü inşa eder
Köprünün altından akan sularla
Dökülürdü denize!
Hayatî tecrübesi çoktu
Ders almadan ders vererek
Ölüp gitti
İnsanların
Hâlden anlayanların dünyasından!
Kendine kim katlanmışsa
Sırtına binmekte beis görmeyecek kadar
Akıllı ve yüzsüzdü!
Parlak birkaç övgü dolu sözlerle
Herkesi kapısına bağlayacağı birer eşek gibi görür
İlk kendisi düşerdi
Kendi sırtından!
M’S