Mükerrer Kitap (Hikâye)


Mükerrer Kitap (Hikâye)

Hiç unutmam geçenlerde bir arkadaşımla (Adını buraya yazarsam nazar değebilir. Nuh Uçgan olduğunu kimseye demeyeceğim. Zaten tuşlu telefon kullanıyor, sosyal medyası da yok, rahatça ardından atabilirim…) bir başka arkadaşımın odasına gittik.
Birlikte gittiğimiz arkadaşı şöyle takdim ediyorum genelde:

“Bildiği ile amel edecek olsa seksen 4 ömür gerekir kendisine.”

Daha genç olmasına rağmen okunması gerekip de okumadığı kitap kalmamıştır desem yeridir.

Her ne kadar hadis sohbeti yaptıktan sonra yatsıyı farzlayanlara müdahale etmese de saygıdeğerdir, kıymetlidir, kardeşimizdir!

Bu girizgahtan sonra konuyu nereye getireceğim?

Biz gençken fakırlıktan, yaşlanınca da üşengeçlikten kitap alamıyoruz falan diyorduk ya…

Arkadaşımız bir yolunu bulmuş meğersem.

Odasına girdiğimiz arkadaşın odası kitapla dolu, çıkarken ona diyor ki:

Sende mükerrer kitap var mı?

Bak bak… Lafa bak…Kitap isteme şeklindeki nezakete, inceliğe, stratejiye bak.

Seksen 4 senedir Kayseriliyim böyle bir strateji görmedim.

Demek ki odasındaki kitapları hep böyle topladı.

Geçen bizim eve geldiğinde benden de birkaç tane kitap aldı, ben onları ödünç aldı sanıyordum meğersem onları da iç etmek için almış.

Vermem diyor başka bir şey demiyor.

Hani hocanın birinden öğrencisi ödünç kitap istemiş de.

Hocası;

Şu kitaplıktaki kitapların hepsi ödünç alınan kitaplardan, anlatabiliyor muyum? Demiş ya.

O hesap bu hesap, bu hesap o hesap.

Kayserili olan benim kitap devşiren arkadaşımız diyecektim tam…

Bir kargo geldi dediler, bakalım ne var içinde dedik.

Kitap var dediler.

Bir yığın kitap. Ne yazarını tanıyorum ne göndereni.

6 çeşit kitap hepsi de mükerrer…

Arkadaşın biri anlatıyordu:

“Asker dönüşü Kayseri otogarına girdik, yaz sıcağında adamın biri elinde limonata tepsisi ile girdi, buz gibi limonataları dağıttı.

Bir de Kayserililer hakkında kötü düşünürler, bak ne güzel sıcacık havada serinledik, adamdan Allah razı olsun, derken aynı adam ön kapıdan tekrar girip para toplayınca dua ağzımda kaldı.” demişti.

İnşallah bu kitapları gönderen arkadaş da daha ben okumaya başlamadan parasını istemez.

Toplam iki düzine kitap.

Öde öde bitmez.

Gönderenden Allah razı olsun. Ama yine de tanımak isterim, ola ki bu yazıyı okursa beni ararsa sevinirim. Telefon numarama kadar biliyor dostumuz her kimse.

Dostumuz diyorum, kitapların isimlerine bakılırsa dost olduğu anlaşılıyor.

Allah herkese mükerrer kitabı olan dostlar nasip etsin.

M’S

 

 


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube