KEMİKLERİNİ BİLE BULAMAZDIK (Anı)
Hiç unutmam bundan beş yıl önceydi.
Arkadaşlara misafirliğe gitmiştik.
Ben odadayım diye televizyonu açamayan arkadaş, ben balkona sigara içmeye çıkınca fırsattan istifade hemen televizyonu açmıştı.
O zamanlar tv izlemezdim ondan önceki zamanlarda da izlemezdim şimdi de izlemem, bilen bilir televizyonu sokmam eve…
Tabi o zamanlar sigara da içiyordum, hem de eyi içiyordum, her balkona çıktığımda televizyon açılıyordu odada.
Balkondan baktım alt yazıyı gördüm televizyonda.
Boğaziçi köprüsü kapatıldı falan yazıyor.
Binali Yıldırım açıklama yapıyor, bu bir kalkışma diyerek.
Aceleyle evden çıktım saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum…
”Ben Ankara’ya gidiyorum.” dedim evdekilere.
Necibim Fazılım henüz iki aylık…
Anası arkamdan bağırıyor,
Biz ne olacağız? diye…
Size Allah bakar, dedim ve çıktım.
Çıkarken de sürekli gözüm sosyal medyada,
O zaman yazdığım yazılar duruyor hâlâ…
”Gerekirse canlı bomba olmaya gidiyorum,
Pensilvanya ayısına bu memleketi teslim etmeyeceğiz,
İmkânı olan dışarı çıksın, kadınlar da Fetih suresi okusun.”
Bunlar aklıma gelenler.
Sokaklarda bir ben varım bir serseri kaldırımlar bir de sol’canlar. Sol’canlar topraktan çıkmış benzin kuyruğuna ve marketlere dadanmış!
Ülke elden giderse gitsin yeter ki onlar açlıktan gebermesinler…
Hem tok kalsınlar ki, darbe tiyatro falan da diyebilsinler…
Sokakta giderken bir yandan da arkadaşları arıyorum çıkın gelin diye.
Kimisi televizyon izliyoruz diyor kimisi yukarıdan emir gelmedi diyor kimisi dur hele acele etme diyor…
Parti binasının önüne gittim oraya gelen olur ha zaar diye…
Benden başka kimse yok koca şehirde…
Birkaç arkadaş aradı neredesin diye, onlarla biraz kalabalık oluşturduk ama ıssız gene sokaklar.
Gözüm gene sosyal medyada…
Olanı biteni takip ediyorum.
Zaman ilerledi kalabalık arttı, Reis henüz sahne almamıştı.
Reis sahne almadan artan o kalabalığın öbür dünyadaki makamlarını merak ediyorum. En âli makam olur inşallah…
Reis sahne alınca benim telefondan canlı yayını açtım kalabalık izledi Reis’i…
Öyle gurur verici bir durumdu ki anlatılmaz o an…
Herkesten önce sokağa çıkmak, ölüme doğru yürümek, ne olacağını bilmeden arabada son ses Dombra çalıp sokakları inletmek müthiş bir şeydi.
Koca şehirde sadece bizim araba vardı Dombra çalan sabaha kadar.
Askeriye önüne arabasını çeken bizdik o gece birkaç arkadaşımla.
Tabi o esnada telefonuma mesajlar yağıyordu.
Benim ”iyiliğimi düşünen” birkaç kişi evine dön diyordu, keşke o mesajlar dursaydı…
Yukarıdan emir gelmeden dışarı çıkamayan arkadaşlar Reis’in sahne almasından sonra benden daha gür bağırıyorlardı.
O gece televizyon izleyenler, ertesi gün daha gür ses çıkarıyorlardı.
Şuanda da öyleler.
Kimin nasıl olduğu umurumda değil.
O gece bizler sokağa çıkarak neyi başardık ondan bahsedelim biraz…
1. Şu yazıyı dudak bükerek okuyanların da ülkesini kurtardık.
2. Suriyelilerden nefret edenlerin çocuklarının gideceği bir ülke olmayacağı için onların da bizlerin de hepimizin çocukları Hıristiyan okullarına gönderilecekti.
3. Ülkede iç savaş olacaktı. 15 Temmuz tiyatro diyenler kaçacaklardı, gene biz ülkeyi savunmak zorunda kalacaktık.
4. Ülkemiz tüm kurumları ile Amerika’ya teslim edilecekti.
5. Tüm yerli kaynaklar Amerika’ya peşkeş çekilecekti.
6. Ordunun, Emniyetin ve İstihbaratın başına ya Amerika’da eğitim(!) görmüş birileri ya da Amerikan birileri atanmış olacaktı.
7. Pensilvanya ayısı ülkenin yegane lideri olacaktı.
8. Pensilvanya ayısına eskiden beri itaat etmeyen kim varsa hepsinin akıbeti meçhul olacaktı.
9. Suya sabuna dokunmadan kirli kalanların bile ellerindeki imkanlar yok olacaktı.
10. Biz zaten sizdendik diyenlerin sayısı günden güne artacaktı.
Daha yazacak çok şey var da şimdilik bu kadarı ile yetinelim.
15 Temmuz deyince dudak bükerek olayı ti’ye almaya çalışanlara karşı diri ve asabi olmak zorundayız.
Bunları her fırsatta dile getirmeli, 15 Temmuz’da başbakan olacağım diyenlere asla prim vermeden önümüze bakmalı yolumuza devam etmeliyiz.
Darbe olursa tanka ilk ben çıkarım diyenlerin kahve içerek izlediği sözüm ona ”tiyatro” başarılı olsaydı şuan onlar demokratik mücadeleye gerek duymadan ülkede söz sahibi olacaklardı.
Darbe başarılı olsaydı başka ne olacaktı biliyor musunuz?
O gece arkadaşın biri gelip bana demişti ne olacağını…
”Bizi bilmem de senin kemiklerini bile bulamazdık, darbe başarılı olsaydı.” demişti bana…
Çünkü ben Mavi Marmara olayından sonra,
”Benim yanımda Fetullah Gülen lehine tek kelime eden olursa çok pis küfür ederim.” yazmıştım.
Çünkü ben onların yurdundan,
”Senin kafa dolu bize kafası boş adam lâzım.” diye atılmıştım 93 yılında.
Çünkü bana daha dershane olayları başlamadan yazdığım yazılar yüzünden ta Pensilvanya’dan tazminat davası açılmıştı.
Çünkü biz, Erbakan Hoca ile arası iyi olmayan herkesten nefret ederek büyüdük…
Ne kadar şükretsek az…
Allah Türkiye’mize zeval vermesin, Recep Tayyip Erdoğan’a bizden alıp ömür versin…
Onu başımızdan eksik etmesin…
15 Temmuz’u anlayamayan, idrak edemeyenlere de feraset versin, akıl fikir versin.
Erdoğan gitsin de ne olursa olsun diyerek Pensilvanya ayısına, Amerika’ya, Avrupa’ya, PKK’ya bile sempati besleyen herkesin de Allah bin türlü belasını versin…

Mustafa Süs


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube