Kayseri’de Kafası Çalışmayan Okur (Hikâye)
Hiç unutmam üniversite yıllarında gece eczaneye gittik birkaç arkadaşla.
İlaç alacağız. Acilden çıktık.
Eczacı oldukça konuşkan, konuşmayı tanışmayı seven biri.
Öğrenci olduğumuzu da söyledik, söyler söylemez hemen çay falan söylemedi.
Tanışmayı seviyor dedik ya…
Nerelisin, diye başlar bütün samimiyetler bizde…
Nerelisin dedi bana, diğerlerine sormadı çünkü diğerleri değil hasta olan benim.
Hasta olduğum için de en çok ben konuşuyorum adam da doğal olarak beni merak etti.
Beni merak etmesinin başka bir sebebi de var, öğrenci olduğumuz için başka yerde on lira olan ilacı bize on beş liraya sattı.
Kazığı yer yemez söylenmeyen çayları içmeyerek devam etti konuşmamız.
Nerelisin diye sormuştu ya,
Kayseriliyim dedim.
Öyle yekten.
Gözümü kırpmadan.
Tek seferde.
Bu tür insanlar, tek kuruşun hesabını yaparlar, çay ve yemek ısmarlama konusunda ceplerinde yılan olduğundan kelli ellerini ceplerine atmazlar ama Kayserililere cimri derler, ondan mülhem, yekten dedim öyle Kayseriliyim, diye.
Körler memleketinde görmek kusur sayılır, dediği gibi şairin.
Herkesin cimri olduğu memlekette Kayserili olmak, ne bileyim…
Öğrenciye çay söylememesi, attığı kazık ve gereksiz samimiyeti zaten yeterince soğuttu beni kendisinden.
Kayseriliyim deyince bastı kahkahayı.
Okuyoruz da dedik ya.
Hemen atıldı mal bulmuş mağribi gibi.
Keyiften nasıl dört köşe… Biraz sonra beni yerlerde paspas yapacak olması falan, dedesinin dedesinden miras haberi almış hasis modunda.
Hayır, adamın tavuğuna kışt da demedik, öküzüne oha da demedik, kendisine çüş demedik. Niye bana laf sokmaya çalışıyor anlayabilmiş değilim.
Hani vardır ya etrafta şahit olmuşsunuzdur, durduk yere hiç üstüne vazife olmayan konularda yeni tanıştığı kişilerin üstüne giderek onları rezil ettiğini düşünen rezil tipler…
Bu arkadaş da biraz değil tamamen öyle.
Ertesi gün arkadaşına anlatacak…
Kayserili bi’ genç geldi yerden yere vurdum falan diyecek…
Ağızlarından köpük saçarak gülecekler sonra.
Kayserililer de hak ediyorlar doğal olarak.
Aldı arkadaşımız sazı eline başladı söylemeye, görelim Hân’ım ne söylemiş…
Sizin Kayseri’de dedi, kafası dedi, çalışmayanları dedi, okuturlarmış dedi, ha ha ha dedi, aha aha aha dedi…
Tabi bıyık altından bana bakıyor geçmiş zaman bıyığı var mıydı yok muydu bilemedim.
Ahan da artık bu lafın altından kalkamaz der gibi.
Tabi ben Mevlânâ değilim.
Gerçi Mevlâna’ya atfedilen bir söz, öyle bir söz söylemiş mi söylememiş mi o da belli değil. Koca Mevlânâ o tür laf sokma işiyle uğraşacak değil diye düşünürüm.
Bir lafa bakarım laf mı, bir de söyleyene bakarım adam mı? sözünden bahsediyorum…
Yok dedim ben Mevlânâ değilim.
Dedim evet, bizim kafası çalışmayanlarla sizin şehrin ileri zekalıları aynı okullarda okur…
M’S