Bereket nedir, verdikçe bir insanın malı nasıl çoğalır diye sordum ustaya…
Bir ürün almayı düşünüyorsun, mağazaya gittin birçok seçenek vardı hepsini eledin eledin ama hörnük değildi elediğin çocuğu toprağa belemek için…
Tam kasaya giderken,
Dur ulen bunun numarasını yazıp internetten bir araştırayım bakalım orada kaç lira imiş diye parlak bir fikir geldi aklına.
Bir de ne göreyin?
Aynı ürün hem de o mağazanın internet sitesinde bin lira daha ucuz.
Zaten alacağın ürün toplam üç bin beş yüz.
Neredeyse yarı yarıya…
Vay üçkağıtçılar sizi, fiziki mağazadan mecbur zannedersiniz ha…
Deyip hemen ürünü yerine yerleştirip çıkarsınız mağazadan.
İşte zamanla ihtiyaç sahiplerine verilen üç beş kuruş burada bin lira olarak cebinde kalır.
Anladın mı guzum, dedi usta.
Anladım da aga diyecektim.
Burası ekmek teknesi değil kafana takılan bir şey varsa ustana sor aga da kim oluyor diye sinirlendi ustam. Hem sinirli hem kıskanç.
Peki bu bana yapılan kıyak, ya okuyucuların bundan kârı ne olacak deyince ustam…
Merak etme yorma o uzun saçlı kafanı, onlar alacağını aldı, hem onların kafa seninki gibi kasada değil daha evden çıkmadan çalışmaya başlıyor, dedi.
Ama ustam bu ağır olmadı mı, ben evden çıkmadan o ürünü alacağımı bilmiyordum, aklımda hiç yoktu bile deyince ustam…
İyice küplere bindi.
Ustayı küplere binmiş bir vaziyette hayal etseniz ya?
Nasreddin hocanın eşeğe ters binmesi gibi…
Ustam küplerden inip dedi ki sessizce…
Evden çıkarken aklında olmayanı mağazaya uğrayınca alma paranın tamamı cebinde kalsın akıllım. İhtiyacın olsaydı evden o yüzden çıkardın dedi.
Ustam böğün şaplağa doymadın didim…
Biz de hak etmeyene fiske vurulmaz didi ustam.
M’S
Bereket nedir Usta?
