Site icon Mustafa Süs'ün kişisel blogu

Yine bir kaza hikayesi

Paylaş

Yine bir kaza hikayesi

Hiç unutmam birkaç gün önce her zamanki sakinliğimle araba kullanırken araç park yerine yaklaşmanın verdiği dinginlikle aracımı park etmeye çalışıyordum.

Çok sakin bir insanımdır bilen bilir(!)

Hele ki bulunduğum ortamda hoşuma gitmeyen laflar edilince alabildiğine sakin olurum.

İşte o sakinlikle aracı her zamanki gibi park etmeye çalışıyordum, Biraz geniş manevra almam gerekirken dar manevra almışım.

Zaten soğuk almıştım bir de manevra almama ne gerek vardı diye kimsenin gülmeye bile tenezzül etmeyeceği soğuk bir espri yapayım da kış günü olay işin içinden çıkılır bir hal alsın.

Manevra yaparken bir Kayserili için acıdan daha acı bir sesle irkildim.

Kayserili olmayan için normal, sıradan bir ses… (Yersen)

Meğersem yandaki park halinde sıradan ömründe hiçbir günah işlememiş gibi duran masum bir aracın kenarlarını yırtmakla meşgulmüş benim araç. Ses de oradan geliyormuş.

Hani mahallenin gençleri mahalleliye zarar verdiklerini düşündükleri zengin çocuklarının araçlarını çizerler ya acımasızca…

Öyle olmasa da bir metreyi aşkın çizik oluştu yandaki masum arabada.
Normalde araçtan inen kendi arabasına bakar ben hemen çiziktirdiğim aracı kontrol ediyorum ne oldu bitti diye.

Olan olmuş artık.

Çizilmiş kaporta boydan boya…
O çiziklere lazım orijinal boya…

Hemen aracın sahibini aradım, hocam durum böyleyken böyle oldu diye.

Adamcağız geldi, beklerim ki “n’aptın sen?” falan desin.

Anadolu irfanını giymiş gelmiş gelirken…

“Cana geleceğine mala gelsin.” dedi.

Bir kazada bir arkadaş kazaya karışmış, o da diğerine “cana geleceğine mala gelsin” demişti de karşıdaki epey sorun çıkarmıştı. Demek ki lafı anlamış ama “mal” kısmını üstüne alınmıştı.

Gidelim yaptıralım dedik, gittik araştırdık, teklif aldık elli kuruşa mal olacak hasarı yüz liraya hallettik. Örnek olarak veriyorum rakamları ki oranlayın diye.

Allah kimseyi sanayii esnafının eline düşürmesin.

Gerçekten çoğunun aldığı ücret zehir zıkkım. Çocuklarına o parayı nasıl yediriyorlar anlamak mümkün değil.

Şimdi gelelim asıl mevzuya…

Sabah geldim, olanca dinginliğimle…

Aracımı park edeceğim…

Her zaman yanına park ettiğim hocam aracı seksen 4 metre uzağa park etmiş.

Kaza yaptığımda bu kadar bozulmamıştım…

Ne olurdu ki dursaydı yanına bir daha park etseydim…

Sütten ağzı yanan yoğurdu kaşıklayarak yermiş…

M’S


Paylaş
Exit mobile version