RADYONUN İÇİNDEKİ İNSANLAR NEREDE? (Öykü)


RADYONUN İÇİNDEKİ İNSANLAR NEREDE? (Öykü)
Her çocuk gibi ben de radyonun içinde insan var zannederdim. Bir keresinde odaya girdim, kapıyı içeriden kilitleyip radyonun arkasını açtım.
Yaş kaç bilmiyorum ama henüz okula gitmiyordum.
Aradım, aradım insan bulamadım.
Sonra pillerin içinde insan olduğunu düşünmeye başladım.
Pilin bir tanesini heba ettim baktım kömür var içinde.
İçimde ukde olarak kaldı.
Büyüklere sorduğum sorulara cevap alamayınca soru sormaktan da vazgeçtim. Hem cevap alamayınca ya da sık sık soru sorunca azar işitir çekinirdim soru sormaya. Çekilirdim de bir köşeye.
Babam bozulan radyoyu tamir ederken onu izlerdim genelde, izlerken gene sorardım azar işitsem de…
Bir keresinde babam, tamir yaparken onu izlememi yasakladı.
Gerekçesi de makbul bir gerekçeydi:
Radyo bozulunca sen tamir etmeye yelteniyor kabloları koparıyor, iyice mahvediyorsun derdi.
Ben hâlâ radyodan çıkan seslerin sahibini aramakla meşguldüm.
Nerede onca şahıs?
Hayır, bulsam ne işime yarayacak? Ahan da benim gel bakayım, deseler korkup kaçacağım belki de!
Abim ısrarlarıma dayanamayıp, elektrik kablosunu gösterdi, Ankara’da konuşulur bu kablodan da radyoya gelir ses, radyodan da biz duyarız, demişti.
Tabi pille de çalıştığını bildiğimden inanmadım buna.
Vardı bir açıklaması ama neydi?
Çocuk aklım ona yetse, başka şeyler de düşünmeye başlayacaktım.
Çocukları büyükler niye azarlar?
Büyükler niye tahammülsüzlük içinde yaşarlar?
Kendileri çocukken hiç soru sormadılar mı?
Çocuğun merak ettiği şeyleri niye öğrenmezler? gibi…
Sonra da, bilirler ama çocuğa anlatacak, çocuğun seviyesine inecek kadar eğitimli değiller galiba derdim. Tabi tüm bunları çocukken düşünmezdim, büyüyünce düşünmeye başladım.
Ama, azarlama konusunu çocukken de düşünürdüm.
Hatta ben hep, çocukların azarlanmak için doğduğuna falan inanmaya başlamıştım.
Çocuklar ne yaparsa yapsın mutlaka azarlanır.
Aksi durumlar da olmuş ben çocukken.
Ama o zamanlar aklım yetmezmiş hatırlamıyorum çünkü.
Sevimli olduğum, soru sormayı bilmediğim, yaramazlık yapmaya henüz başlamadığım dönemlerde beni sevmişler epey.
Öyle söylüyorlar, bilmiyorum, inanılır gibi gelmedi ama kocaman insanlar yalan söyleyecek değiller ya…
Elim iş görmeye yatkın olmadığı zamanlar, radyo tamiri dahil büyüklerin bile yapamayacağı şeylere el atmış, elim iş görmeye başlayınca da işten kaçıp büyükleri çileden çıkarmışım.
İkisini de hatırlıyorum.
Kontrol kalemi ile pirizde elektrik var mı yok mu onu kontrol eden abimi görünce hemen başka odaya gidip çivi ile ben de elektriği kontrol etmiştim, duvara asılı kalıp titrediğimi gün gibi hatırlıyorum.
Tabi bunları kimseye söylemezdim. İşin içinde azar yemek vardı.
Atan sigortayı tamir etmeye ilkokul yıllarında başlamıştım.
Şimdikiler bilmez, eskiden ince tel yanar sigorta atardı.
Abimler de birkaç tane tel ile yeniden bağlardı sigortayı.
Ben de onlara kızıp içimden,
Birkaç tane tel hemen yanıyor, daha fazla tel ile bağlamak lâzım, onlar bilmiyor bu işi deyip kalın telle sigorta bağlamıştım da evi yakacaktım neredeyse.
Radyonun içindeki adamları bulamayınca büyüdüm.
Kendiliğinden oldu hepsi.
Okula gidince öğretmene sormuştum.
O da biliyordu da bana anlatamadı olayı, tatmin olmadım, inandırıcı gelmedi. Dalga diyordu, frekans diyordu ama bizim frekanslar uyuşmuyordu. Öğretmen benden hayli büyüktü çünkü.
Öğretmen olunca,
Birgün matematik dersinde zor bir problemle karşılaştım.
Matematikten anlamam ama o problemi çözdüm kafamda nasıl olduysa…
Gel gör ki çocuklara anlatamadım çözüm yolunu.
İnemedim çocukların seviyesine.
Hemen aklıma radyonun içindeki bulamadığım insanlar geldi.
Kimse beni tatmin edememişti anlattılarıyla.
Sınıfımdaki en zeki ve çalışkan öğrenciye verdim tebeşiri, o zamanlar tebeşir vardı, şimdikiler bilmez.
Çocuk çıktı tahtaya, problemin çözümünü arkadaşlarının anlayacağı şekilde çatır çatır anlattı.
Keşke dedim ben çocukken, bana da radyonun içindeki insanları anlatacak bir arkadaşım olsaydı…
Çocukla çocuk olamıyorsan, çocukları anlayamazsın usta!
Çocukları anlayamamak hadi neyse de, onların daha başka şeyler düşünmesine yol açmak için sorularını cevapsız bırakma!
Kendin anlatamıyorsan başka bir yol bul.
”Çocuklar bekletilmeye gelmez usta”
M’S


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube