Biraz zamana ihtiyacımız vardı
Rahata, huzura ermek için
Bahçemize zamanında attığımız taşlar
Atarken pek de ilerisini düşünmediğimizden
Zaman bizi rahata da huzura da erdirmedi!
Kendi ihtiraslarımıza yenik düştüğümüzden beri
Zamanla fırsat kollar olduk zamanı alt etmek için
Zaman üstümüze yıkılmış bir köhne bina
Altında köhneleşmiş gururumuzla
Ölene dek mücadele etmeyi göze aldık
Binayı üstümüzden atmak, rahata ermek için
Her sarsıntıda irkilmek
Kendimize gelmek yetmedi!
Altını oyduğumuz binanın altında
Ezilmeye mahkûm olduğumuzu anlayınca da
Daha çok dibe batar olduk!
Zararı ne kadar artırırsak kâr mantığıyla
Daha çok taş atmaya başladık bahçemize!
Otlar, meyveler, ağaçlar, yapraklar
Ve Allah’ın yarattığı eşsiz manzara
Yerle bir oldu bizim ihtiraslarımızla!
Kaygıyla yaşamaktan
Özgüven noksanlığından
Zamanı alt etme çabasından sonra
Tutunacak dal arama yoluna girdik
Denize düşüp yılana bile sarılarak
Kurtulmayı düşlerken
Büyüttüğümüz ahtapotun kollarında bulduk
Kendi öz ben’liğimizi!
Bir çocuktan bile nasihat dinleyecek kadar
Olgun tavırlar sergilemeye başladık, güya!
Ölümden başka çarenin olmadığını düşünmeye başlayınca
Anladık ki, ölüm de çare olmayacak yaptıklarımıza
Yaşattıklarımıza!