BÜYÜK MESELELERİ OLMAYAN KÜÇÜK İNSANLAR!
BÜYÜK MESELELERİ OLMAYAN KÜÇÜK İNSANLAR!
İnsanların büyük meseleleri olmalı.
İnsanlığa hizmet noktasında, insanları değiştirip dönüştürme noktasında ve çığır açacak nitelikte büyük meseleleri olmalı.
Göçüp gittikten sonra geride kalanların iftihar edebileceği, onlara ilham kaynağı olacak şekilde büyük meseleleri olmalı insanın…
Benim anam babam acayip çakallık yapardı, diye övünülecek değil.
Hikaye çok önemli!
Hem çakalların hikayesi hiç kimseye örnek teşkil etmez ki zaten.
Hele çakal dayanışması? Ne kadar itici durur, kendi öz çocuklarının gözünde bile!
Büyük meseleleri olmayanlar kimler?
Doğaya çöp atmakla övünen,
Torpille iş bulmakla övünen,
Birilerinin üstüne basarak yukarı çıkmakla övünen,
Çocuğunu tanıdıklar aracılığıyla iyi bir öğretmene vermekle övünen,
Devlete ait otellerde araya adam sokarak oralarda bedava barınmakla ve devletin memurunu kendine hizmet ettirmekle övünen,
Düştüğü iğrenç durumdan kurtulmak için başkalarına kuduz köpek gibi saldırmayı marifet zanneden,
İki kişinin arasını bozmayı yetenek addeden,
Duyduğu her lafı başkasına yetiştirme konusunda mahir olan,
Yaşam gayesini şeytanın en sevdiği ‘intikam’ üzerine inşa edip itibarını toplumda ve Allah’ın gözünde yerle bir eden,
Vergi kaçırıp kaçırdığı vergiyle lüks yaşam sağlayıp onunla caka satan ve alıcı da bulan üstelik,
Kişisel kaybı, elde edemediği menfaati yüzünden ülke menfaatine aykırı hareket eden ve kendini basit birkaç örnekle haklı çıkarmaya çalışan,
Hiçbir işe yaramayacağını adı gibi bildiği halde ülkeye faydalı olana değil de kendi ideolojik tipine uygun işe yaramaz tiplere oy vermenin kul hakkı olduğunu ayırt edemeyen ve bununla da gurur duyan,
Tek derdi birilerini alt etmek olan, alt etmeye çalışırken de Allah için değil kendi nefsi çıkarları için harekete geçip tüm şeytanî yollara başvuran,
Adaletten, hukuktan, kul hakkından dem vurup hiçbir şekilde dem vurduğu konulara dikkat etmeyip, bunu da asla kabul etmeyen,
Herkese sadece kendisinin haklı olduğunu anlatan, kendisine ‘haksızsın’ diyenlerden uzaklaşan,
Elindeki gücü ve imkânı yalnızca çirkinlik yapmaya sarf eden,
Kendisine verilen görevin ve yüklenen misyonun farkına varamayıp burnundan kıl aldırmayan,
Kibirli olmayın, riyakarlık yapmayın diye ortalığı ayağa kaldıran liderine itaat etmeyi bırak, inadına tam tersini yapan,
”Beylik verilince ilk önce babasını kesen” tipler gibi, ilk fırsatta kendi dava kardeşlerini satan,
Buraların ağası da paşası da benim diyerek önüne gelene racon kesip herkesten koşulsuz itaat bekleyen,
Liyakatsız olduğu herkesçe bilinen insanların arkasında duran,
Devletin atadığı insanları, mafya babası gibi el öptürmeye çağıran,
Yapıp ettiklerini de nasılsa kimse bilmez, yukarılara ulaştırılamaz zanneden,
Devletin malını hoyratça israf eden ve bal tutan parmağını yalar diyerek ağzını şapırdatan,
Halkın adamı olmayı taahhüt edip halkla arasına ciddi mesafeler koyan…
Saymakla biter mi?
Bitmez tabi!
Türkiye düşmanları dışarıdan ülkemi alt etmeye çalışırken ve yerli işbirlikçilerden de yeterli desteği alırken,
Kendisine Türkiye sevdalısı diyen içimizdeki bizden gibi görünen tipler yüzünden Kabe tavaf etmeye fırsat bulamıyor samimi insanlar.
Bu memleket çiftlik değil ve sizler de çiftlik ağası değilsiniz…
Hepimizin görevi yoldaki engelleri kaldırmak, çalışana, işini hakkıyla yapana, vatanını karşılıksız sevenlere takoz olmak değil.