Bıçak Sırtında Yürümek (Deneme)


Bıçak Sırtında Yürümek

İki ayrı zamanı birbirine değdirmemek için mücadele ediyorsun.

İnce bir iple ayırmışsın ikisini de.

İkisinin tam ortasındasın. Arafta yani.

Geriye gitme imkânın yok. İlerisi uçurum.

İki ayrı zaman işte.

Tam ortada nereye kadar yürüyebilirsin ki.

Bıçak sırtı.

Her iki yanı da kesen bıçağın sırtı.

Dengede durman mümkün değil.

Gerideki zaman da ağıyor, ilerideki zaman da ağıyor.

Kafanda ne kurduğuna bakıyor denge.

Bazen geçsin gitsin diyorsun geçmiş işte, geçmeli de…

Bazen ne olacak acaba ileride deyip ilerideki zamanı ağdırıyorsun.

Bir tuhaf haller takınıyor, neye karar verebileceğini kestiremiyorsun.

Cebindeki taşlarla mısın yoksa kalbindeki tortularla mı onu ayırt etmen gerekiyor önce.

Ayağına takılan ne mesela?

Yola döktüklerin mi?

Kendine verdiğin zamansız sözler mi? Yarın ne olacağını bilmeden galeyana gelerek verdiğin sözler?

Onlardır belki de yoldaki ayağına takılanlar kim bilir?

Kim bilecek senden başka…

İtiraf etmeye de korkarsın şimdi sen.

Kendine itirafların yaralıyor en çok seni. Öyle demişti ustan.

Kendinden nefret ettiğin zamanları bilirim ben.

İki zamanın ortasında kalırken bilirim en çok.

Bıçağın sırtında yürürken…

Verdiğin kararların altında ezilirsin en çok.

Üstüne biriken bulutlara kara rengi kim verir senden başka?

Kendini sigaya çekişlerin, iç çekişlerine denk düşüyorsa bu zamanın ikiye ayrılması neticesinde değildir, tesadüf hiç değildir. Sen hiç değilsin diyenlere bakmazsın sen.

Kendine nefret kaç satırlık bir mektup ki aslında?

Her satırında bir asırlık mücadele kendinle.

Başkalarını da suçlayabilirdin oysa…

Hak hukuk nedir bilmesen yapardın bunu.

Arkana yaslanıp kendinden geçercesine…

Herkesin suçlu olduğu bir dünya düşlesene… Senden başka…

Acemi kader yazıcıları öyle yazıyor. Zamansız tuttukları günlüklerinde.

Herkesin kaderini yazıyorlar. Kendileri yarı tanrı ya da üçte bir her neyse…

Kendi rahatları için yaşadıklarından olsa gerek, suçlayıp dünyayı, dünyanın altında kalma derdinden kurtuluyorlar.

Bana ne? Sana ne?

Senin zaman nasıl bölündü ikiye durup dururken de hele?

Hem bu kaçıncı?

Kaç kez kaldın tüm yükün altında?

Kendi omuzlarına yüklediğin yükün…

M’S

 


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube