ALLAH DOSTLARIMIZI BAŞIMIZDAN EKSİK ETSİN! (Köşe Yazısı)
Sanki kendimiz çok sağlam dostluk ilişkileri kuruyoruz da başkalarının dostluk anlayışını sorguluyoruz.
Kime sorsan herkesin dostu sahte…
Kimisi de dostluğun ne anlama geldiğini bilmeden önüne gelene dost deme, ya da önüne gelenle dostluk kurma gayretinde…
Dost nedir peki?
Dost, dostunun başarısını hiç kimseye fark ettirmeden kıskanandır.
Dost, senin yanında sana seni anlatırken sana dünyanın en önemli insanıymışsın gibi davranıp, senin olmadığın yerde tam tersini yapan ve bundan senin haberinin olmamasını sağlayandır.
Dost, kendine gebe bırakacak hediyelerle, iltifatlarla seni boğan ve bunu da Allah rızası için yaptığını sana satır aralarında hissettirmeye çalışandır.
Dost, elinden sana zarar gelmeyeceğini her platformda dile getiren ve davranışlarıyla da bunu destekleyen ama diline de söz geçiremeyen kimsedir.
Dost, sana hükmetmek için sana dair ne kadar sır varsa hepsini dilinden cımbızla çeken ve bunu da derdinle dertleniyormuş gibi yaptığını söyleyendir.
Dost, cömertlik konusunda çığır açıp, sana yedirip içirip seni ve mideni ihya edip ilk fırsatta sırtına binmeye çalışandır.
Dost, senin yaptığın hataların veya düştüğün komik durumların üzerinde tepinen, tepinirken de seninle samimi olduğundan öyle bir yola başvurduğunu samimi bir şekilde sana söyleyendir.
Dost, seni onurlandıranların yanında dudak büken ve onurlandırılmandan duyduğu rahatsızlığı dile getirmemek için de dilini ısırandır.
Dost, yapıp ettiği iyi şeylerin abartılarak orada burada anlatılmasını isteyen ama senin yapıp ettiğin iyi şeylerin çok da ön plana çıkarılmasını riyakârlık olarak görendir.
Dost, birlikte oturup kalkmakla, sana sınırsızca müdahale etme hakkını kendinde bulandır.
Dost, elini cebine atarken cebindeki akrebin elini ısırdığını sana usulca söyleyip, elinin ısırılmasından senin duyacağın rahatsızlığın rahatına kapılıp gidendir.
“Dost, başına konan arının sana zarar vermemesi için o arıyı taşla öldürmeye çalışandır.”
Dost, bineceğinden emin olduğu eşeğin başına, ‘eşek aç kalmasın’ diye torba takandır.
Dost, sen yukarı çıkarken ayağının altına basamak olup, sen yukarı çıktıktan sonra senin yukarıya nasıl çıktığının başarı hikâyesini en ağdalı cümlelerle dile getirendir.
Dost, duyduğu dedikodu türünden bir haberi doğruluğunu teyit etmeden önce hemen sana söyleyip ilk senin haberin olmasını sağlar.
Dost, bende yoksa sende de olmasın dememek için senin elde ettiğin şeylerin sende çirkin durduğunu göstermeye çalışandır.
Dost, patavat eksikliğini gizleyemediğinden yaptığı çıkışları açık sözlülükle açıklayacak kadar zekidir.
Dost, senin elin daha çok nasırlı, bu taşın altına elini en iyi sen koyarsın diyerek kendisini geri çeken, çekerken de sana methiyeler dizerek seni motive edendir.
Allah dostlarımızı başımızdan eksik etsin!


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube