Öğretmenler, Öğretmenlik Meslek Kanuna (ÖMK) karşı ise bir eğitimci olarak benim karşı olmamam düşünülemez.
Evet, ben de ÖMEKE’ye karşıyım.
İçeriğini okuyanın da okumayanın da sosyal medyadan duyduğu kadarıyla karşı olduğu ÖMEKE’ye ben neden karşı olmayayım ki?
Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenlik işini epey ciddiye almış görünüyor.
İlk başta ben buna karşıyım. Ne demek MEB öğretmen yetiştirmeyi üzerine almak istiyor?
Gitsin kendi işine baksın.
Soğan domates falan yetiştirsin, üretim azalıyor tüketim de artıyorken…
Öğretmenlik akademisi kurulacakmış…
Yok daha neler?
Nerede görülmüş duvar ustasının önce amelelik yaptığı, bir ustanın yanında çalıştığı ve çok sonraları duvar ustası olduğu?
Irgatlığın ilk gününde herkes duvar ustası, sıva ustası olabilir.
Madem bunlar olabiliyor, üniversite mezunu hatta lise mezunu da direkt öğretmen olsun. Ne gerek var staj eğitimine, adaylık becerilerini geliştirme eğitimine falan.
Ha bir de okudum kanım dondu, öğretmenler kariyer basamaklarını hızlıca çıkacakmış.
Buna da karşılarmış, nesine karşılar bilmiyorum, istemem yan cebime koy demiyorlarsa var mısınız bunun da çıkmasını engelleyelim.
Öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerine imkântanınacakmış. Nasıl yani? Anasından gelişmiş olarak doğan öğretmen nasıl kendisini geliştirecekmiş ki?
Hangi doktor adayı kendisini geliştirmek için sınavlara giriyor? Gece gündüz ders çalışıyor, diğer doktorların yanında mesai harcıyor? Yapmayın Allah aşkına, tek öğretmene mi düşmanlığınız?
Öğretmenlerin ders saati haftalık 15-18 saat olacakmış zaten öyle de… devam edecekmiş bu ucube durum.
Her memur haftada 40 saat çalışırken öğretmen neden 15-18 saat çalışsın ki, bu adaletsizliğe de son verilsin, buna da karşı çıkalım.
Bir öğretmen atandığı bir okulda emekli olana kadar çalışmaya devam etsin. Rotasyon da neymiş. Başka okula giderse incileri dökülür, o okulda alışmış istediğini yaptırmaya.
Daha başka taleplerimiz de olacak elbette…
Doğuda bir yıl çalışmak beş yıl çalışmak gibi olsun. Eşi şehir merkezinde görev yapan öğretmen il emrine atansın depoda oturarak maaşını alsın, almaya devam etsin. Hak hukuk adalet de böylece yerini bulsun.
Şehir dışından tayinle başka şehre gelen 15-20 yıllık öğretmen köylere gitsin, eşi şehir merkezinde başka bir işte çalışan 2 yıllık öğretmen depoda otursun aldığı maaşla da çocuklarına helal ekmek yedirsin.
Haklı olan hiçbir veli öğretmeni şikâyet etmesin, zaten öğretmenin itibarı yerlerde. Ve asla denetim olmasın, öğretmenin işine kimse karışmasın. Öğretmen her şeye karışabilir.
Dersler otuz dakika olsun, sınıfta borsayı takip edenlerzorlanmasın, kısa video izlerken sıkıntı yaşanmasın.
EBA’ya öğrencilerin ilgisini çeken eğlenceli içerikler fazlaca yüklensin de onlara video falan açınca öğretmen rahatça telefonuyla oynayabilsin.
Derslerde şımarıklık yapan derslerin huzurunu bozan öğrenciler idareye gitsin, onlarla idareciler ilgilensin de biz dikensiz gül bahçesinde akademik seviyeyi zirveye çıkaralım.
İyi öğrencilerin hakkı yeniyor hem biz de onlarla baş edemiyoruz. Hem onlarla baş edemiyoruz hem de yeterli formasyon bilgimiz var kendimizi geliştirmemizden rahatsızlık duyuyoruz.
Bayramda, seyranda, öğretmenler gününde falan çifter çiftermaaş verilsin bizlere.
Eskiden öğrencilerin birçok ihtiyacını cebinden karşılayan öğretmenler için eğitim öğretim ödeneği adı altında öğretmenlere destek parası verilirdi, şimdi öğrencilerin tüm ihtiyaçlarını devlet karşılıyor ama ödenek de eskisinden çok daha fazla olsun.
ÖMEKE de acilen iptal edilsin. Bize kimse karışmasın.
Biz işimizi biliyoruz. Herkes de haddini bilsin.
Bu cümlelere de işini iyi yapanlar değil, işini iyi yapmayanlar karşı çıksın ki daima öyle olmuştur.