Çok Bilmiş Veliler
Bir veli toplantısına katılın ebeveyn olarak, göreceğiniz manzara yaşadığınız çevreye göre değişecektir.
Biraz varoşlarda yaşıyorsanız toplantıda, sınıftaki haylaz çocukların okula, çevreye ve diğer arkadaşlara verdiği zarar konuşulur.
Öğretmen sınıfta ders anlatamamaktan şikayetçidir.
Toplantıya katılan tüm velilerin çocukları pırlanta gibidir, kimseye zarar vermeyen ahlâk abidesidir.
Toplantıya zaten haylaz çocukların velisi de katılmaz.
Haylaz olan da tembeldir zaten, tembel öğrencinin velisinin okulda ne işi vardır?!
Sonuç olarak o haylaz çocuğun diğer pırlanta gibi çocuklara zarar vermemesi için başka bir sınıfa alınması kararı alınır bunun için de müdüre çıkılması konusunda herkes görüş birliğine varır. Başka sınıftaki çocuklar uzaydan gelmiştir çünkü…
Köylerde daha çok iş dolayısıyla okula gelmeyen çocuklar konuşulur ama artık ne köy kaldı ne kasaba…
Köyden çıkanlar da ne köy oldu ne kasaba.
Diğer veli toplantısına geçelim.
Bu da şehrin merkezindeki gereğinden fazla ilgili velilerin çocuklarını gönderdiği okul olsun.
Bu okullarda yapılan veli toplantıların gündemini öğretmen belirlemez genelde.
Öğretmen gündem maddeleri oluşturur onları toplantı öncesi okur ama laf dönüp dolaşıp sınıfta yapılacak “batılı tarzdaki” gösterilere gelir.
Doğum günü kutlayalım, pasta keselim, balon alalım, sınıf süsleyelim, kep fırlatalım yetmezse kafayı tırlatalım ama mutlaka bir şeyler yapalım.
Bizim çocukların öteki çocuklardan neyi eksik? Öteki çocuklar kim? Onlardan görenler işte. Etkileşim dediğin öyle olur.
Okuma bayramını şehrin en gözde otelinde yapalım. Niye? Nasıl niye? Nasıl anlaşılacak sonradan görme olduğumuz?
Peki ne işine yarayacak yedi yaşındaki bir çocuğun pahalı otelde yapacağınız okuma bayramı? Bayram yapılmadan okumaya geçmesi duruyor mu?
Velinin kendisi eğlenecek olmasın?
Çocuğu kıra götür oğlan çocuklarının eline top kız çocuklarının eline ip ver asıl eğlenceyi o zaman gör… olmaz para harcanacak, para harcanmadan olmaz. Gösteriş de yapılacak, sosyal medyada paylaşılacak.
Sonra da millet yiyecek ekmek bulamıyor tantanası yapılacak.
Otele vereceğin parayla bir kişinin karnını doyur desen ona yanaşmaz…
İkinci gündeme geçelim hemen.
Kaynak kitap alınacak çocuklara, özel dersler, özel kurslar verilecek.
Yardımcı kitap olmadan olmaz. Dil kursu verilecek altı yedi yaşlarındaki çocuklara.
Amerika’ya giderse lazım olur seneye.
Sığır girmiş gücün topladığımız deneye…
Kurslar içinde sadece Kur’an kursu yok. Onun dışındaki tüm kurslar var.
Öğretmen kaynak kitap yasak hemşerim diyemiyor. Neden? Veliler adamı tefe koyarlar nasıl desin.
Ötekiler alıyor ama? Ötekiler kim? Senden görenler işte.
Çocukların dimağını bilgilerle dolduralım. Bilgi manyağı edelim onları.
Öyle dolduralım ki oynamaya, zıplamaya fırsat bulamasın.
Okuldan arta kalan zamanlarda da matematik öğretelim, fen öğretelim.
Beden Eğitimi, müzik, resim dersi mi olur? Yeteneğini geliştirmenin sırası değil ileride kendisi isterse geliştirir yeteneğini ama biz çocuklarımıza temel dersleri verelim de iyi okullar kazansın… Ne zaman? On sene sonra… Acelen ne? Elin çocukları acele ediyorlar ama…
Benzinliklerde araba yıkama hortumu var. Onunla kovayı dolduralım, bakalım elimizi yıkayacak su bulabiliyor muyuz kovanın içinde?
Mustafa Süs