Site icon Mustafa Süs'ün kişisel blogu

DOST (Deneme)

Paylaş

DOST (Deneme)
Hiç yüzünü bile görmediğiniz bir insanla dost oldunuz mu?
Yıllardır birlikte olduğunuz ve aradığım gerçek dost bu insanmış dediğiniz ve ardından sizi kendinizle baş başa bırakan insanlar?
Ya kardeşinizden bile size daha yakın birisi?
“Benden çok iyi dost olur” diyen insanların çevresinde kaç tane dostu vardır?
Sizinle her daim bir arada olan ve sizi sırf karşılık gördüğü için seven insanlar…
Kaç kişi biriktirdiniz gerçek anlamda dost diyebileceğiniz ve kaç kişi geldi geçti hayatınızdan? En çok kimlerin gitmesi ve kimlerin gitmemesi üzdü sizi?
“Her misafir ev sahibini sevindirirmiş, kimisi eve girince kimisi evden çıkınca…”
Yanında sesli düşünebileceğiniz bir insan yoksa dostum var diyebilir misiniz?
Dost;
Seni hatalarınla kabul eden, seni dinleyen, yargılamayan, hıçkıra hıçkıra yanında ağlayabileceğin kişidir.
Dara düştüğünde sana akıl vermekten ziyade çözüm yolları üretip netice almasını bilen, korkudan çok umut verebilen, sorunun değil çözümün kaynağı olan insan…
Elinden bir şey gelmediğini anlayınca sadece yanında olmakla sana güç verebilen.
Senin olmadığın yerde seni savunmasını bilen, gözünü arkada bırakmayan.
Canımı bile veririm senin için diyen değil, lakin parasını gözünü kırpmadan harcayabilen senin için…
Kadına bir yakını gelip teyze bana biraz para verir misin deyince, kadın; “a guzum istediğin can olsa çıkarır veririz, sen para istiyorsun” demiş. Bu kadın kadar gerçekçi ama bu kadın kadar cimri olmayan insanlar dost olabilir yalnızca. Parasını senin için harcamaya kıyamayan insanlar senin için kılını bile kıpırdatmazlar.
Ben zenginim, çevremdeki insanlar param için yanımda, param olmasa hepsi dağılır gider diyen insanlardan da uzak durmak gerekir ve onlara inanmak saflık olur, onlar da biliyorlar ki o parası için yanında olan insanları kendileri yanlarında tutuyorlar, çünkü o insanları uşak niyetine kullanıyorlar ve bunun vicdan azabını o sözü söyleyerek hafifletmeye çalışıyorlar.
Herkesin kendine göre dostu vardır, kimisinin dostu eşidir, sevgilisidir, kimisi karşı cinsten dost edinir, kimisi hemcinsinden. Şu bir gerçektir ki, dost kolay bulunmaz kolay da kaybedilmez. Kaybettiklerin zaten dost olmamıştır seninle. Dostun en önemli özelliği, kan bağın olmadığı halde her zaman seninle olmasıdır, bağırsan da, kırılsan da, hata yapsan da senden kopamaz. Şartlı bir sevgisi yoktur, evliliklerde olduğu gibi bağlayıcı bir imza atmamışındır, bozulması için ilişkinin avukat gerektiren. Aranızda bir bağ yoktur seni ona onu sana bağlayan. Bilinir ki bir bağ ile birbirine bağlanan ilişkiler gün gelip kopma ihtimali ile karşı karşıya kalabilir.
Erkekler için dostluğu tek bir şey bozar, o da bir kadın! Kadından başka gerçek dostluğu bozacak hiçbir şey olamaz. Yalan dolan gibi şeyler zaten dostluk köprüsünden geçmezler çünkü dost, dosta yalan söylemez. Dostların arasını dedikodular da bozamaz, zaten bir başkasının sana söylediği ile dostuna kötü göze bakmaya başlarsan sen onu tanımamışsın veya dostluk kavramından uzaksındır.
Dostlukta eşit bir paylaşım yoktur, ona kaç verdiysen sana da o kadar kalması gibi, gerçek paylaşım lazım olan kadarını ona, lazım olan kadarını sana bırakmaktır.
“Kötü gününde yanında olmak, iyi günde ondan uzak durmak” sözü de bana iç açıcı gelmiyor, belki iyi günde yanında olmanı istiyordur, kötü gününde yalnız kalmak istiyordur. Dost; ne zaman hangi şartlarda ve durumlarda onun yanında olmayı bilendir.
Senin hoşuna gitse bile ilerde başına büyük belalar açacak şeyleri önceden görüp seni o hoş şeylerden uzak tutmayı, sen fark etmeden başarabilendir dost. Eleştirinin dozu ne olursa olsun, sana yan etkisi zarar vermeyen insandır o. İçindeki cevheri keşfedip ufkunu açabilen, kıskançlık ve ihtirasa kaçmayan bir duyarlılıkla yukarı tırmanman gerekiyorsa destek olmasını bilendir. Altından kalkamayacağın işlerin peşindeysen ya omuz verip birlikte kalkmanı sağlayan ya da kendini sana tanıtan, boyundan büyük işlere girmeni engelleyebilendir dost.
Nerden çıktı şimdi bu dostluk üzerine yazı?
Şöyle bir gözlemde bulundum çevreme bakıp, günümüzde dostluk yerini arkadaşlığa bırakmış ve karşılıklı çıkar ilişkisine gelmiş dayanmış, hakiki dost biriktirmekten yoksun kalmışız, sanmışız ki akşam eve ekmek götürmek her şeyi hallediyor, günü birlik muhabbetler, sohbetler, atılan kahkahalar yetiyor ve gerek kalmıyor dosta. Oysa dost kışın dondurucu soğuğunda içini ısıtan, yazın kavurucu sıcağında seni serinletendir, bir nevi bedende ruhtur dost. Demli bir çay içerkenki anlık hazları ömrünüze yayabilen…
Akıp giden zamana dur diyebileceğiniz, zamanı dondurmak istediğiniz dostlar girsin hayatınıza…
M’S
30 Aralık 2007


Paylaş
Exit mobile version