Şuurlu hocalar derslerine girdikleri öğrencileri imtihan ederken soracakları sorulara dikkat ederler.

Öyle basmakalıp sorular sormazlar. Hele internetten kopyala yapıştır sorulara asla tenezzül etmezler.

Az soru da sorsalar illâ ki bir amaca hizmet edecek türden sorular hazırlarlar.

Bilirler ki sorulacak sorular çocukların, gençlerin zihninde yer edecek.

Öğrenciler bilemediği soruların cevaplarını öğrenirken daha başka bilgiler de edinecekler.

Şuurlu dediğimiz türden hocalarımız bunları bildikleri için hangi branştan olursa olsunlar mutlaka soracakları sorulara dikkat ederler, moda deyimle subliminal mesajlar içeren sorular sormaya özen gösterirler.

Geçen hafta pazar günü yurt dışına görevlendirilecek öğretmenlere sınav yapıldı.

Yapılan sınavda sorulan sorulara baktığımızda, soruları hazırlayanların Büyük Türkiye Mefkûresinden, değerlerimizden, ortaya koymaya çalıştığımız hedeflerden zerre kadar haberdar olmadıklarını üzülerek müşahade ettik.

Diğer sınav sorularını hazırlayanlar da bunların bakış açılarıyla hazırlanıyorsa, yandı gülüm keten helva…

“Eğitimde istediğimiz hedeflere ulaşamadık.” Özeleştirisinin nedenlerinden biri de bu olsa gerektir.

Sorulardan birkaç örnek versem ne demek istediğim anlaşılabilir aslında:

“Metalica, Nirvana gibi müzik gruplarının şarkı sözleri,

Batı başkentlerinin denize kıyısı,

Harry Potter’in macerası,

Süper Mario’nun kardeşi,

Kraliçe Elizabeth’in geldiği soy,

J. K. Rowling’in meşhur eseri,

Sherlock Holmes’un posta adresi,

Latte’nin hangi dilde süt anlama geldiği,

POS cihazının açılımı,

Rapunzel, Kırmızı Başlıklı Kız’ın derleyicisi… Ve  daha neler neler…

Koca Diriliş Şairinin onca eseri varken Diriliş mefkûresinin akrostişe indirgenmesi.”

Bu mudur yurt dışına görevlendirilecek öğretmenlerin mesleki yeterlilik bilgisini ölçecek sorular?

Biz nerede yanlış yapıyoruz sorusu soruluyor sıkça…

Alın, cevaplardan biri budur!

Kendi öz kültüründen bîhaber öğretmeni batı kültürüyle donatıp yurt dışına göndereceğiz öyle mi?

Üstelik yurt dışına gidenler ülkesi aleyhine propaganda yapacaklar? Hem de acımasızca…

Ama haksızlık etmeyelim, sınava giren öğretmenlere kulak verdiğimizde gördüğümüz ahval şuydu:

Hemen hemen bütün öğretmenler (istisnalar müstesna) yurt dışına çift maaş almaya ve seyahat etmeye gidiyorlardı.

Belirli bir ideali olan,

Gideyim de yurt dışına ülkemi en güzel şekilde temsil edeyim diyen,

Ben gitmezsem oralar boş kalır düşüncesinde olan,

Ülkemiz üzerine oynanan oyunlara ve ülkemizle ilgili olumsuz algılara karşı koyabilir miyim düşüncesinde olan çok az insan gördüm.

Evini, arabasını yenilemek, çocuklarına ev almak, daha konforlu bir hayat yaşayabilmek için yurt dışına gitmek isteyen öğretmenlere de Yunus’tan, Mevlana’dan, Fatih’ten, Ebu Zer’den sorular sorulacak değildi ya…

Temennimiz;

Mülakat ekibinin yukarıda sözünü ettiğimiz endişeleri dikkate alacak türden insanlardan oluşturulması…

Ve bu tür  sınavları kim hazırlıyorsa hepsinin derhal gözden geçirilmesi…

Mustafa SÜS