TEK BAŞINALIK (Deneme)
TEK BAŞINALIK
”İki idiotun bir arada bulunması, onlara birliktelik imkânı sağlamaz.” diyor akabindeki sayfada İsmet Emmim.
”Aynı dili konuşmaya belki gerek yok, aynı duyguları paylaşmak önemli” diyen Mevlâna olaya başka açıdan da bakmış olabilir bilemeyiz ama şurası muhakkak ki…
Modernleşmeye ışık hızıyla ayak uyduranlarla, ayak uydurmamak için diretenlerle, asla ayak uydurmayacağım diyenlerin ortalaması gibiyim kendi adıma.
Kendimi koyacağım bir yerim olmadığı gibi, kendimi herhangi bir yere koyanlara de kulak vermiyorum.
Kâh çıkıyorum gökyüzüne yakın yerlere, seyrediyorum alemi. Alemin beni seyretmesine ne hacet? Alemin benden alacağı yok.
Alemin bende bulacağı bir şey de yok.
Oturup konuşalım, iki kişi!
Onunla Türkçe konuşalım, mümkün mü? Elbette hayır!
Benim Türklüğüm dağlarda neşvünema buluyor.
Şehre indiğimde ya sözüm kesiliyor ya sözünü kesiyorum insanların.
İnsanların beni anlaması kısa sürüyor. Anlamlandırmasına ayak uydurmak için sarf edilmesi gereken çaba sakıt kalıyor.
Benim onları anlamam uzun sürüyor. Çok uzun. Anlamlandırmaya gücüm yetmiyor. Gücüm dağlarda derinleşiyor yekpare!
Bir araya geldiğimizde başını telefonlardan kaldırmayan insanlarla İsmet Emmim’in dediği dilden konuşmak mümkün olmuyor.
Bir araya geldiğimizde İsmet Emmim’in dile getirdiği şekilde düşünmek mümkün olmuyor.
”Surat asma hakkımızı” kullandığımız zamanlardaki iticiliğimizi yerden yere vuranların yumruğunun suratımızı dağıttığını izah edemiyoruz kimseye. İzah etmeye de