Biraz daha ilim tahsil eder,
Biraz daha kitap okur,
Biraz daha kendisini hoca diye tanımlayan birilerine aklımızı kiraya verir,
Biraz daha değişik okullardan diploma alıp akademik kariyer yapar,
Biraz daha ufkumuzu genişletme çabasına girersek…
İslâm peygamberini sorgulamaya,
Namaz vakitlerini azaltmaya,
Sünneti baştan aşağı yok etmeye,
İslâm Peygamberinden günümüze kadar farz olan, değişmez hükümleri etkisiz hale getirmeye başlayacağız…
Eğitim seviyesi yükseldikçe neredeyse Allah’ı sorgular hâle geleceğiz.
Sürekli dile getirdiğim bir tespit var…
İlkokul mezunu, Kur’an ve hadis sohbetlerinde bulunma dışında herhangi bir kitap okumamış olan Anadolu köylüsü örneğin kurban ibadetinin vacip olduğunu biliyor ve şüphesiz ibadetini yerine getiriyor, namazın sünnetlerini hiç aksatmadan kılıyor…
Ama ”okumuş” olanlar ne yapıyor?
Başörtüsünü sorguluyor,
Kurban ibadetini sorguluyor,
Namazın kaç vakit olduğunu sorguluyor,
Asırlardır elekten geçerek günümüze kadar gelen katışıksız dinî hükümlerin içeriğini boşaltmaya çalışıyor…
İnsanın, okudukça, öğrendikçe ilmi artar.
Farz olan ibadetlere daha sıkı sarılıp, takva konusunda daha ileri boyutta kendisini geliştirir.
Bu çok okuyanlara neler oluyor, anlamak mümkün değil.
Neymiş bilgisi fazlaymış, şeytanın da bilgisi fazla değil miydi?
Bu ne kibir Allah aşkına?
Okudukça insanları dinden, imandan, Allah’tan uzaklaştırmakla neyi elde edeceksiniz?
Ilımlı İslâm diyordu şarlatanın biri, ipliği pazara çıktı…
Şimdi de İslam’ın ruhunu yok etmeye çalışanlar türedi.
Allah’a yaklaşmak için Kur’an yeter diyenler çoğaldı ama kendileri Allah’tan, İslâm Peygamberinden uzaklaştırmak için yığınlarca kitap yazdı, sohbet yaptı, vaaz verdi!
Çelişkilerle dolu şeytan gibi kibir abideleri İslâmî geleneklerimizi yok sayıp kendilerini piyasaya sürdü.
Okudukça ahmak oldular, kibirli oldular, üstenci tavırlarla mütevazı insanları aşağılamaya başladılar.
İlahiyat bitirip köyüne dönmüş, sünnet ibadeti yapan babasını sünnet namazdan men etmeye çalışan bilgili cahiller çoğalmış.
Yanlış anlaşılmasın, ilahiyat ve ilahiyatçı düşmanı değilim…
Benim düşmanlığım tertemiz Anadolu İslam’ını yok etmeye çalışanlara…
İnsan okuyunca kitapların altına ezilir, bunlar kitapların üzerine basarak kendilerini tanrılaştırıyorlar…
Oynamayın bu necip milletin ayarlarıyla.
Okul çağında iken yaramazlık yapınca, okuduğumuzun işe yaramadığını gören büyüklerimiz bize,
”Okuduğunuz yerden ok değsin” derlerdi…