Site icon Mustafa Süs'ün kişisel blogu

Niteliksiz eleştiri eğitimi 06.09.2024 (Maarifin Sesi)

Paylaş

Okullarda eleştirel öğrenme tavsiye edilir.

Sorgulamayan nesilden hayır gelmez denir.

Koşulsuz itaat ayıplanır.

Müfredat sorgulayan nesil yetiştirsin diye feryat edilir.

Sen bireysin, sen koyun değilsin, benliğinin farkında ol, diyerek gençlere öğütler verilir.

Öğrenciye; öğretmenini ve onun öğrettiklerini sorgula denir.

Öğretmene bakanlığı sorgula denir.

Öğretmen adayına üniversite eğitimini, hocaları sorgula denir.

Tam olarak böyle denmez de bu manada konuşulur genelde.

Çocuklar ailelerini sorgular.

Kadına erkeği sorgula derler. Kadın kocasını sorgular. Kocası kadını sorgular.

İşçi patronunu sorgular.

Memur amirini sorgular.

Sorgulayıcı sistem işte…

Adı üstünde…

Bu kadar insanın sorgulamaya ihtiyacı var mıdır?

Sorgulayan mutlu olacak mıdır?

Sorgulayan neyi sorguladığını farkında mıdır?

Eleştirmek için yeterli donanıma sahip midir insanlar?

Sorgulayıcı eğitimi, sorgulayıcı hayatı tavsiye edenlerin niyeti nedir?

Koşulsuz itaat isteyen yok, yanlış anlaşılmasın.

Koşulsuz itaat isteyen de zaten en büyük yanlışı yapmış olur.

Öyle bir toplum haline geldik ki maalesef….

Ağzı olan konuşuyor, cümlesini dolaşıma sokan her kimse onu haklı çıkaracak şekilde davranıyoruz her birimiz.

Son zamanlarda okuduğum ve oldukça hoşuma giden bir söz var:

“Eleştiri, işini doğru yapanların hakkıdır.”

Bu cümle aslında sıcak tutulması gereken bir ortamın kapılarının birçoğunu kapatıyor.

İşini iyi yapan insanlara bakın etrafınızda…

Çok sık eleştiri duyamazsınız onlardan.

Onlar işlerini yapar, ardından işlerine bakarlar.

Hangi ortama girerseniz girin herkesin birbirini eleştirdiği çok kötü bir toplum haline geldik.

Dedikodu yapanın dedikodu yapanı, torpille işe girenin torpil yapanı, hırsızın hırsızlığı eleştirdiği bir toplum işte…

Öğretmen öğrencisini eleştiriyor, kendi eserini yani…

Anne baba çocuğunu eleştiriyor.

Sorgulayan eğitim bu olmamalı arkadaşlar.

Çocuk babasının yanlışını sorgulamalı.

Çalışan patronunun yanlışını sorgulamalı.

Halk yöneticilerin yanlışını sorgulamalı. Doğrusunu değil. Doğruya destek olunmalı.

Toptancı bir anlayışla iyi ile kötüyü ayırt edemeyen insanların sorgulamasına ses çıkarmayacak mıyız?

Saçma sapan bir yere doğru gidiyoruz.

İdeolojisini beğenmediğimiz insanların yaptıkları doğru şeyleri desteklemeyeceksek, ideolojisi bizden olanların yaptıkları kötü şeyleri eleştiremeyeceksek ne işe yararız ki biz?

Okullarda nitelikli eleştiri de öğretilmeli çocuklara ama önce öğretmenlere verilmeli o dersler ondan da önce öğretmen yetiştiren hocalara verilmeli.

Sapla samanı ayırt edemeyen insanlar bilim ödülleri de alsalar memleketi yukarıya taşıyamazlar.

En iyi dediğimiz üniversitelerin mezunlarının açtıkları pankartlarda memleketin hayrına bir cümle okudunuz mu? İstisnalar müstesna…

Bu memlekette hiç mi iyi bir şey olmadı?

Öğretmenler odasına memlekette sanki hiç iyi bir şey olmamış gibi sadece olumsuzluklar konuşuluyorsa bizim şapkayı önümüze alıp düşünmemiz gerekiyor.

Yukarıdaki cümleyi tekrar yazalım buraya:

Eleştiri, işini iyi yapanların hakkıdır.

Mustafa Süs


Paylaş
Exit mobile version