Site icon Mustafa Süs'ün kişisel blogu

Kendini yetiştirmeden çocuk yetiştirmek (Diriliş Postası)

Paylaş

Kendini yetiştirmeden çocuk yetiştirmek

İnsanların bir kısmı çocuğunu okula gönderince kendisini hiçbir şeyden mesul değil zannediyor.

Okul, çocuğunu her konuda eğitsin istiyor.

Hem derslerden alacağı notlar en üst seviyede olsun, hem de ahlaki açıdan çocukları eğitilsin istiyorlar.

Bir kısmı da çocuklarının sadece sınavlarda başarılı olmasını istiyor.

Akademik başarı ile ilgili okula güvenmeyen insanların bir kısmı da çocuklarına özel ders aldırıyor ya da çocuklarını özel kurslara gönderiyorlar.

Maddi imkânı olanlar akademik olarak çocuklarının ayaklarına imkânları seriyorlar.

Ya diğer eğitimler?

Çocuk büyütmek gerçekten çok zor…

Kimi insanlar çocuklarına nasıl davranılması gerektiğini bilmiyorlar.

Bunun için psikologa giden bile var.

Kimi insanların da çocuk yetiştirme gibi bir gayesi yok.

Saldım çayıra Mevla’m kayıra, modundalar. Bu insanların yetiştirdikleri çocuklar toplumun huzurunu bozan çocuklardır. Sadece toplumun değil, ailenin de, okulun da huzurunu bozuyor bu şekilde yetişen çocuklar.

Çocuğum ne isterse alırım, nereye derse götürürüm, gerisi önemli değil düşüncesindeler.

Tabiri caizse çocuğun eline verdikleri iple çocuk nereye çekerse o yöne gidenler…

Bunların çoğu;

“Ben yaşamadım, çocuğum yaşasın.” Diyenler. Bunlar da şımarık ve doyumsuz çocuk yetiştirirler. Biraz zaman geçtikten sonra hiçbir şeyden hoşnut olmayan bir birey inşa etmiş olacaklar.

Bir de yeni türeyen bir cins var.

Çocukları ne isterse “hayır” diyen tipler.

Güya onlara kural öğretecekler, onları dizginleyecekler, onları yola getirecekler.

Avrupa’dan gelen ebeveynlerde daha çok görülür bu tipler, onlara öykünenler de var içimizde.

Çocuğun her istediğine hayır demenin eğitim olmadığını, bu tür davranışların çocukları daha da hırçın hale getireceğini akıl edemezler bunlar.

Çocuğu dizginleseler bile bu sefer de robot gibi çocuk yetiştirdiklerinin farkına varamazlar.

Otur deyince oturan, kalk deyince kalkan çocuğun robottan ne farkı kalır ki?

Bir de;

Aman beni meşgul etmesin, aman beni rahatsız etmesin de, telefonla mı oynuyor ne yaparsa yapsın, diyerek eline telefon verilen çocuklar var.

Bu çocuklar da kafası karışık çocuklar olarak büyüyorlar.

Zamansız edindikleri bilgiler, gerçeklerden uzaklaşmalar, oyunla geçirilen verimsiz zamanlar falan…

Çocuğa telefonda gördüğünden daha ilginç hayatlar bahşedemediğimiz için böyle kafası karışık çocuklar yetiştirmek zorunda kalıyoruz.

Okula gönderilen çocuklar okuldaki arkadaşlarından gördüklerini de istiyorlar.

Kimisi oyun istiyor, kimisi yeni eşyalar istiyor, kimisi diğer çocuklara sunulan özel hayattan istiyor.

Özenen çocuk mu, özenilen çocuk mu?

Özenilen çocuk yetiştirmek de sıkıntılı, özenen çocuk yetiştirmek de.

Okul sadece bir ayağı eğitimin…

Aile, okulda verilen eğitimi evde devam ettirmez de aksi yönde eğitim vermeye çalışırsa kısaca kendisini eğitmeden çocuğunu eğitmeye gayret ederse işte o zaman düğme yanlış iliklenmiş olur. Tekrar başa dönmek de imkânsız hale gelir.

 

 

 


Paylaş
Exit mobile version