İyi zordur, iyi olmak da!
En çok da beğenmediği kişide bulur insan kendini…
Gizli bir keşke barındırır içinde, korkar duyulacak diye.
İç sesine mukayyet olduğunu zannederken birden ortaya çıkar, dışa vurur, afişe eder kendini.
Beğenmediği, sürekli eleştirdiği insanda zuhur eder varlığı…
Kötü, kötüde bulur da kendini, iyiyi bulan kaçar iyiden.
Zordur iyi olmak, meşakkatlidir, yorucudur…
İyiysen, kötü hasletler barındırabilirsin ama sürekli eleştiri yağmuruna tutamazsın başkalarını, öyle bir hakkın yok, başkalarının sürekli aleyhinde konuşamazsın.
Eleştiri derken, yıkıcı eleştiriden söz etmekteyim.
Yapıcı eleştiri zordur bizde. Yapmak, yıkmaktan daha zordur.
Akif ne diyordu?
”Gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen iki kazma kürek iki de ırgat gerek. Hadi gel yapalım geri şunu desen bir Sinan gerek bir de Süleyman.”
Sinan olmak, Süleyman olmak kolay mı?
Kaç tane var etrafımızda inşa edecek, iyiyi?
Bu milletin mayasında iyi var, özünde iyi var, varlığını iyiye borçlu zaten bu millet.
Sonradan, başkalarıyla özellikle mayası bozuk olanlarla olan etkileşim bozdu bizi.
Allah korkusu olmayanlar.
Amaaan bir kötülükten ne olacak ki deyip, bir parmağın koca bir su birikintisini üstümüze boca edeceğini, bizi silip süpüreceğini bilmeyenler…
Ya da şöyle diyelim…
İçimize bilerek, isteyerek kötülük tohumu ekenler bizi mahvetti, asırlar öncesinden.
”Çürük değilsen bile çürük ile yan yana durursan sen de çürürsün”
Belki de esas mesele, etrafımızdaki çürüklerden uzak kalmayıp onlarla hemhâl olmaktı.
Her şey aslına rûcu ederse ki eder…
Biz etraflıca, iyi olmanın yollarını arayıp bulabiliriz. Neden olmasın?
Zorluğuna aldırmadan, yokluğuna aldırmadan.
İyiyi çoğaltıp kötüyü azaltmak mümkün.
Damarlarımızda mevcut çünkü iyi…
Yukarıdakileri kıskanmadan, aşağıdakileri küçük görmeden, bizimle birlikte olanlar bir adım öne geçtiyse ona çelme takmaya çalışmadan iyi olmanın ilk adımını atabiliriz.
Zor mu? Zor evet…
Kolay olan ne var ki?
Peygamber Efendimiz (S.A.V) buyuruyor, diyor ki:
”Önünüzde iki yol var ve siz kararsız kaldıysanız nefsinize ağır gelen yolu seçiniz…”