GENÇLERİN ELİNE DÜŞEN EBEVEYNLER! (Köşe Yazısı)
GENÇLERİN ELİNE DÜŞEN EBEVEYNLER! (Köşe Yazısı)
Modernleşme adı altında ebeveynlerin gençlere kötü örnek olmasının altında yatan sebepler nelerdir?
Batının modern diye yutturulan yaşam şeklini evlerimizde başköşede ağırladığımızdan, özümüzden, kendimizden uzaklaştığımızdan sadece kötü örnek olmakla kalmıyor aynı zamanda gidişattan da memnun oluyoruz.
Özel gün kutlamaları çok basit, sıradan gibi geliyor. “Ne var ki?” diyoruz “özel gününde bir insanı sevindirmenin neresi kötü?”
Hem Peygamber efendimiz de hediyeleşin demiyor mu? Diye dini kılıf da buluyoruz.
Özel günlere kapitalizmin tuzağı gözüyle de bakanlar var, sırf insanlara para harcatmak için… Ben öyle düşünmüyorum. Parayı bir şekilde harcıyoruz zaten, doyumsuz bir şekilde hem de.
Biz özel günleri kutlayarak etrafımıza şunu demiş oluyoruz aslında:
“Benim Müslüman olarak sana sunacağım herhangi bir özelliğim yok.
Herhangi bir duruşum, kendime özgü, özgün bir tarzım yok.
İbni Haldun’un buyurduğu gibi, idbara düştüm, batıyı maymunca taklit ediyorum…
Sana hediyeler alarak değer verdiğimi gösteriyorum, hediyemin fiyatına, kalitesine bak verdiğim değeri anla!
Hediye alınmadan da özel gün kutlanamayacağına göre… Ne kadar hediye o kadar verilen değeri hissetme!”
Batının dayattığı bir diğer husus da savurganlık. En çok hoşumuza giden şeylerden biri. Her birimizin çocuğunun elindeki telefon bizim elimizdekinden daha pahalı. Niye?
Böyle yaparsan o genç seni adam yerine koyar mı?
Sen ona muhtaçsın o sana değil. O yol gösterecek sen peşinden gideceksin.
Kimse şunu demesin, ona pahalı telefon alarak ben ona değer veriyorum… Hayır, o sana emrediyor sen de yapıyorsun.
İtibarın yerlerde sürünüyor farkında değilsin.
El içinde mahcup düşeceğinden korkuyorsun değil mi çocuğunun? Hayır, buna da katılmıyorum, el içinde kendi itibarını düşünüyorsun çocuğunun mahcubiyetini değil.
Çocuğun, ona yüklediğin anlamla (programla) seni parmağında oynatıyor. Programı yükleyen sensin, şikâyet eden de sensin.” demediğimiz sürece ebeveynlere bu işin içinden çıkmamız mümkün görünmüyor.
Peki, deyince çıkar mıyız işin içinden?
Hayır! Çünkü herkes halinden memnun.
Memnun olmayanlar da etraftaki putlardan korkuyor!
(Balıkesir Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Cunda Gençlik Çalıştayı Sunumundan)