Kimlerle dost olunur diye sordum ustaya…

Mecburen bir araya geldiği insanlarla gönül köprüleri kurabiliyor da bu köprüleri uzun süre sağından solundan tamir ederek ayakta tutabiliyorsa ve zamanla mecburen uzak kaldığı insanlarla da bağını koparmadan hayatına devam edebiliyorsa… Bu tür insanlarla dost olunur, dedi usta.

Peki, kimlerle dost olunmaz deyince…

Hani girdiği her ortamda gözüne en işe yarar birini kestirip en çok onunla samimi olup hatta ona cömertlikler yapıp onu kendisine gebe bırakıp başı sıkışınca ilk onun kapısını çalan tiplerle dost olunmaz, onlardan dost olsaydı başı sıkışır sıkışmaz önceki dostlarını arardı, yenilere sıra gelmezdi, dedi.

Ustam bu kadar tecrübeyi ne okudun da edindin, dedim.

Okumakla bilgi sahibi olunur guzum, ilim başkadır.

Okumak bilgi sahibi olmanın ön şartıdır esas olan yaşamak, yaşayarak öğrenmek…

İlim ve tecrübe yaşayarak elde edilir ayrıca çoğu kitabî bilgi insanı yanıltır zira teorik ile pratik birbirinden farklıdır.

Kitapta yazılanlara bakarak hayat öğrenilmez, mesela kitabın yazarı senin nefesinin hemen kesildiğini bilmez ve yüz metreyi on saniyede koşarak bitiren diğer insanları örnek gösterir sana, sen de koşamazsan kendini kötü hissedersin.

O yüzden kitabın kuru bilgisi yaşamın ağır şartları ile örtüşüyorsa o kitaba kulak verilir yoksa kuru bilgiyle bilgi kibirlisi olur çıkarsın.

Hele dost edinirken, arkadaş edinirken kitaba bakmak başlı başına garabettir.

Bunlar için atasözlerimiz de mevcuttur.

”Anasına bak kızını al Kenarına bak bezini al.” gibi.

Burada atalarımız asabiyetin öneminden söz etmiş.

Soy gerçekten önemlidir. Herkes aslına rûcu eder, bu kaçınılmazdır.

Kediye çay tepsisi taşımayı öğretirsin ama fareyi görünce tepsiyi fırlatıp fareye koşar kedi.

Tabi günümüzde yiyip yiyip semiren, insanların doğadan kopardığı kedileri saymazsak.

Konumuz kedi değil tâbi.

Dostluğun ne denli önemli olduğu, sırtımızı dönünce ardımıza bakmadan yürüyebileceğimiz insanların varlığını bilmek, onların varlığı ile gurur duymak oldukça mühim bir şeydir.

Dostu olmayan insanların düştükleri hazin durumlar herkesin malumudur.

Yalnızlığa methiyeler dizenleri dikkate almamak lazımdır. Tuzu kurudur onların.

Bir de, insan dost edinmekten ziyade dost olabilmeyi öncelemelidir aslında.

Esas mevzu budur.

Yoksa gittiğin her yeni ortamda kısa süreliğine dostluklar edinir sonra çeker gidersin.

Sen gittikten sonra boşluk bırakarak gidiyorsan dost olabilecek kıvamı yakalamışsın demektir.

Dost olmanın öneminden, dostluğun öneminden, dosta vefanın öneminden bahsederken…

Kara toprağa hasret bıraktıracak insan olmaktan Allah’a sığınalım hep beraber.

Mustafa Süs


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube