CEPHEDE KAZANDIK CEPTE KAYBETTİK!
CEPHEDE KAZAN CEPTE KAYBET!
Öyle korkutmuş, öyle sindirmişler ki bizi…
Öyle kapılmışız ki dünyaya!
”Aman başıma bir iş gelmesin, aman düz yoldan gideyim de kimse bana hesap sormasın.” mantığıyla öyle pasifleşmişiz ki…
Ne zulme uğrayana omuz vermiş, ne de zulme karşı gelmek için sıkmışız yumrukları!
Bize hayat hakkı tanımayanlara şirin görünmek adına düştüğümüz gülünç duruma bile bahaneler üreterek ayakta kalmaya çalışıyoruz!
”Biz çoğuz, onlar az.” sözünü bize zarar vermeyeceklerinden emin olmadan dile getirmemeye çalışıyoruz!
Evet,
Onlar az, biz çoğuz!
Yıldızlar altında değil, Hilal altında birleşirsek eğer, onlar ne kadar çok olduğumuzu görecekler!
Onların görmesinden daha önemli bizim kendi çokluğumuzun farkına varmak…
Biz kendi çokluğumuzun farkına varırsak onlar kaçacak bizden fersah fersah uzaklara!
Ya da onlar bize benzemeye başlayacak.
Biz çoğuz evet!
Ama birleşmekten korkuyoruz!
Gittikçe onlara benzemeye, onlar gibi olmaya, onlar gibi yürümeye başlıyoruz.
Onlar bizim hiçbir kutsalımıza saygı göstermezken biz onların bize baskı aracı olarak uygulamaya koyduğu sözüm ona kutsallıklarına dört büküm eğilerek saygı gösteriyoruz!
Asıl amaç yaranmaksa, onu hiçbir zaman başaramayacağız!
Amaç ne peki?
Bilmiyoruz! İşin en kötü tarafı da bu işte!
Biz ne halt ettiğimizi bilmiyoruz!
Ölüm döşeğinde yatan bir Hıristiyan, ölmeden önce şehadet getirmiş ve o an ölmüş, anası da demiş ki,
İsa’yı küstürdün, Muhammed’le (a.s) tanışamadın(yani şahitler huzurunda müslüman olmadın) ahirette sana kim yardım edecek?
Evet, durum biraz da bu.
Bizi küstürdün, onlara da yaranamadın!
Derdin ne peki?
Onların kılıcını bizim tarafta niye sallıyorsun?
Onlar bizi öldürüyor, sen de bizi öldürüyorsun!
Hem onların kılıcını tuttuğun için ölüyoruz biz, hem kılıcın ucu bize değdiği için ölüyoruz!
Onların kılıcını tuttuğun için dünyevi bir kazancını söyler misin?
Seni öldürmeye gelen sende dirilecekti hani?
Gittikçe ölüyor, ölmekle kalmıyor, onlar gibi ölüyorsun!
Peki, onlar gibi ölmeye utanmıyor musun?
Farz edelim ki utanmıyor, zevahiri kurtarmaya çalışıyor, ortada hiçbir işe yaramaz orta malı gibi dolaşıyorsun…
Ya kendine yüklediğin anlam? Ya sana yüklenen anlam?
Geçenlerde,
Doğu Türkistan’da yaşayan bir Müslüman’ın, Çinliler gibi yaşarsa yaşamaya devam ettiğini duymuş, bunun üzerine tartışma yapmıştık, Çinliler gibi yaşamaktansa onurlu bir şekilde ölmek yeğdir, sonucuna varmış ve Çinliler gibi yaşayan Türklere de ateş püskürmüştük…
Demek ki, Çinliler’in zulmüne maruz kalsak Allah’ın olmadığını ispat etme çabasına gireceğiz kendi aramızda!
Şuan görünen durum bu!
”Savaş, düşmana benzeyince kaybedilir!”
Biz savaşı kaybediyoruz! Hem de cephede kazanıyor, cepte kaybediyoruz.
Rızkı veren Allah, kula minnet eylemeyiz ama baskıya boyun eğeriz!
Şeytan bizi fakirlikle, içimizdekiler de başımıza gelecek işlerle korkutur!
M’S