AİLEYİ YEŞİLÇAM YIKTI
“Her türlü” zengine gıptayla bak,
Torpil yapana hayret et ve onu alkışla,
İşini bilek gücüyle (mafyavari) yapana özen,
Haktan, hukuk ve adaletten kaçana gizliden hayran ol,
“Tereyağından kıl çeker gibi” sözü dillerde olsun,
“Saman altından su yürütme” gibi bir deyimimiz her dem akıllarda olsun…
Böyle bir durumda, toplumdaki çürümeye nasıl dur diyeceğiz?
Televizyonlarda Din adamları ile, imamlarla dalga geçiliyormuş…
Suçlusu yapımcı mı?
Suçlusu televizyon şirketi mi?değil!
Kim peki suçlu?
Ayrıca, büyükten küçüğe hemen herkesin izlediği Yeşilçam filmlerindeki konulara hep birlikte güldük mü zamanında? Güldük…
Aileyi, ahlakı, gelenek göreneklerimizi darmadağın eden, özellikle Müslümanlara üçüncü sınıf insan muamelesi yapan filmler hala izlenme rekorları kırıyor mu? Kırıyor!
O filmlerdeki ahlaksız, düzenbaz, sonradan görme tiplere özendik mi? Özendik.
İçinde entrika olan diziler izlendi mi? İzlendi!
Türk aile yapısına uygun olmayan dizilerle büyümedi mi bir koca nesil?
Son yıllarda Devletimiz sayesinde birkaç iyi dizi çekiliyor da onlarla avunuyoruz.
Ama ne yazık ki o dizileri de yeni nesil izlemiyor…
Değerli dostlar!
Kendimize çekidüzen vermediğimiz sürece, bizimle de, değerlerimizle de dalga geçmeye devam edecekler.
Kendimize nasıl çekidüzen vereceğiz peki?
Onların önümüze koyduğu yemeği yemeyerek.
Kendimiz daha lezzetli yemek yaparak.
Kendimizi her konuda geliştirerek.
Okuyarak, okuduklarımızı hayatımıza tatbik ederek.
Toplumdaki çözülmenin, kokuşmanın, artan ahlaksızlığın, artan şiddetin sebebini bence yanlış yerde arıyoruz.
Aile çöküyorsa, çöküntüyü durdurmak için;
Yeşilçam filmlerine karşı, “karşı filmler” yapmak, yapamıyorsak en azından televizyonları evden sokağa atmak zorundayız.
Mustafa SÜS