ACILAR TEK KİŞİLİKTİR, KİŞİLİKSİZ ACILAR
ACILAR TEK KİŞİLİKTİR, KİŞİLİKSİZ ACILAR
Acılar tek başına yaşanır her yerde. Tek başınadır mutluluk, paylaşanı çok olsa da. Günahlarından bir tane de benim heybenin gözüne koy diyen nasıl olmazsa, acılarından bir yudum içip de azaltan olmaz. Paylaşır belki, hisseder içten içe. Noksandır eksiltemez içinde yanan ateşi.
Sen sarı odalarda sabahı beklerken uykudadır herkes. Duvarların dili de olmaz, anlatmaz zaten olsa da kimseye. Bilmesinler ister cansız duvarlar bile.
Herkesin birer bahanesi vardır. Kimisi yaklaşmaktan korkar, kimisi uzaklaşmaktan yaklaştıkça sana. Dibine kadar işlemiştir acı yüreğinin, görmek istemez kimisi de.
Kemirir seni yalnızlık, beterdir, beter eder adamı. Tek başına ağlarsın, tek kişiliktir acılar. Bir dost sesi istersin, bir kapı gıcırtısı. Dünya uykudadır, ağırlık çökmüştür yorgunluktan üzerine. Uykudadır herkes de kalkıp seyredersin uykusuzluktan, uyuyan dünyayı.
Sen de ikiyüzlü olursun artık. Gündüzleri bir başka geceleri bir başkasındır. Şaşıran şaşıranadır haline. Halinden anlayan olmasın isterken ele verirsin kendini elaleme.
Sen acıları gizlemek için takarsın maskeyi, acılar gizlenmez, gözyaşı gizlenmez. Yüzündeki buruk ifade yerini gülümsemeye bıraksa da okumasını bilen için ezberlerdesindir artık.
O gelir aklına, O aklından hiç çıkmaması gerekirken, çaresizlik sana O’nu hatırlatır. Mutluluğu da veren O’dur acıyı da. Acının içinde kıvranırken birden çıkartıverir en olmaz zamanlarda bile. Ne kadar Onsuz kalırsan kal yüz çevirmez senden, ne kadar yüz çevirsen de sen.
Sevinçler ne kadar uzaklaştırırsa Ondan, acılar bir o kadar yaklaştırır Ona seni. Yüzüm yok diyemezsin huzuruna çıktığında, zaten biliyor ve görüyordur her şeyi.
Tek kişiliktir acılar. Ateş düştüğü yeri yakarken söndürmeye gelenlerin çoğu körükler de yangınını, yandıkça pişersin işte o zaman. Ruhuna işlemez kurşun gibi sözler, ruhun yay gibi gerginken, dokunan uzaklaşır senden.
Sözsüz sanırlar seni, sözün bittiğini düşünürler yutkundukça sen. Söz de bitmemiştir, yutkunmalar da. Boğaz dokuz boğumdur, susarsın, son sözü söyleyene dek susarsın. Son sözünde suskunluk olur belki ama en güzel şarkılar bakışlarla söylenendir.
Sen acından kıvranırken, ilacından bir yudum vermeyenler toplanır etrafına, etraf kalabalıktır. Etrafta kimsenin olmasını istemezsin. Son söz söylenirken sana ilaç sunmak kabalıktır.
Güz gününden kalma bir hüzün değildir bu, can evinden vurulanların yaşadığı, depremlerin yıktığı ocaklara düşen acı değildir. Yangınlardan arta kalan sızı, tepetaklak yol kenarlarında kolu kanadı kırılmışların arşa yükselen feryadı değildir. Yalnızlıktan bunalmış âşıkların defterlerine karaladığı şiirler de değil.
Küçük bir dünya kurmak isteyip de, kurduğu dünyasının içine kendi kendisini hapseden, acemi, iş bilmez, kendi ördüğü dört duvara sıkışıp kalan insanların acısıdır.
Başkasından nasihat dinlemekten nefret edenlerin, kendi kendine feryadıdır. Yaşanması gereken onca güzellik varken kendi kendini harcayanların, dünde kalıp geleceği mahvedenlerin, geleceği düşünüp anı ıskalayanların, kendilerine bir türlü çekidüzen verememesine isyandır.
M’S