ÇELİŞKİLERLE YAŞAMAK (Deneme)
Valizini toplarsın, kendini toplarsın, düşersin yollara…
Yollar senin sanırsın, gittiğin yerler de öyle!
Biriktirdiğin ne varsa, ne kadar acı, ne kadar yaşanmışlık ve ne kadar yaşamaya değer bulduğun ama yaşayamadığın güzellikler, hepsini unutacağım sanırsın.
Kendinle çıkacağın yolculuklarda kendini de yanına almayı unutmadan, yol alırsın.
Yollar çeker seni içine, derinliğine çeker, alabildiğine!
Sen tüm bir hayatı boşuna yaşadığını düşünür durursun, düşünmeden edemezsin!
Heybene biriktirdiklerini de alıp sırtına düşersin sessiz ve kimsesiz yolculuklara…
Arkanda bıraktığın, bıraktığını zannettiğin yaşanmamışlıklar, ormana bırakılan bir kedi gibi, senden önce varır gideceğin yere!
Masum olmayan binlerce soru vardır kafanda, binlercesi de üşüşür her başını kaldırdığında beynine.
Hiçbir sorunun cevabını bilemez, hiçbir sorun’un çözümüne yetmez gücün.
Kendini dağlara verirsin, yollara vurduktan sonra, dağlardan inersin enginlere, engin denizlere…
Deniz almaz seni dağlar kadar, deniz kabul etmez kirlenmişliğini…
Acının fiyakasını bırakıp, yalnızlığın asaletini yerle bir edip, dalgalara vermek istersin aklında üşüşen ve cevabını bilmediğin tüm soruları, sorunları…
Üstesinden gelemez çaresizce kabullenirsin, kabul etmek bir yana, yaşarsın iliklerine kadar.
Canın bedenden ayrılırken verdiği acıyı nasıl ki kimse tarif edemez-hayatta olan hiç kimse yaşamamıştır- sen de tarif edemezsin yaşadıklarını, yaşattıklarını.
Kimse görmemiştir, duymamıştır kimse. Hissetmemiştir, hissedememiştir.
Sökülürsün ilmek ilmek, parçalanırsın, paralanırsın.
Gel dersin, gel edersin, sen de karış, sen de hemhal ol benimle, birlikte ölelim, birlikte kalalım dünyanın altında!
Kulak vermezsin bu çağrına, kendi çağrını duymazdan gelirsin.
Bir yanın dünyanın altını üstüne getirmek ister, altında kalmak ister diğer yanın dünyanın.
Bir yanın, dağınık kalır, inceldiği yerden kopsun, bırak kendi haline hayatı, bırak ne varsa sana bahşedilmeyen, derken; diğer yanın korkak, ürkek, çekingen bir tavırla, hiçbir şeyden ders almamış gibi tutunmaya çalışır, tutunduğu tüm dallar hala elindeyken bile!
Geride kalan hiçbir şey yoktur. Her şey seninle gitmiştir, gittiğin yere. Tutunduğun ümidin; düştüğün ye’isin bile!
Çelişkilerinle, yalanlarınla, dürüstlüğünle, kaybettiklerinle, kaybettirdiklerinle bir bütünsün. Bir insansın sen aslında, herkes gibisin.
Herkesin kendinde gördüğü kadar iyisin, hiç kimsenin kendinde görmek istemediği ve görmediği kadar kötü!
İlk yalanı da kendine söylemiştin, son yalanı da kendine söyleyeceksin.
M’S
07 Temmuz 2012