AYNA YÜZ İÇİN DEĞİLDİR (Deneme)
AYNA YÜZ İÇİN DEĞİLDİR (Deneme)
İnsanlar birbirini neden anlamak istemiyor biliyor musunuz?
Anlamak;
Cesaret,
Birikim,
Özgüven ve özveri gerektirdiği için…
Tam bununla da açıklanamaz aslında,
Anlamak bir yerde,
Kendi doğrularının üstünde tepinme imkanından alıkoyar insanı, mağlup olmuş hisseder insan kendini başkasını anlayınca.
İşin en nirengi noktası da,
Herkes anlamaktan ziyade anlaşılmak ister.
Anlaşıldığı için kendisinden uzak durulması gerektiğini akıl edemeden…
Kim ister ki,
Kötü niyetle hareket ederken niyetinin anlaşılmasını?
Ama her şeye rağmen anlaşılmak isterler!
Beni anlamıyorsunuz, diye feryat eder o türden insanların çoğu.
Niyeti halis olanın da anlaşılmaya ihtiyaç duyduğu görülmemiştir.
Toplumda genelde niyeti kötü olan, yanlış yaptığına kendisini bir türlü ikna edemeyen insanlar ‘anlaşılma’ derdiyle yanıp tutuşur.
Sürekli kendisini anlatma, aslında niyetinin iyi olduğunu herkese söyleme gereği duyarlar.
Bir de niyeti kötü olmadığı halde üslup ve yöntem açısından yanlış yapanlar vardır.
Bu insanların anlaşılmak istemesi kadar doğal bir şey yoktur.
Ama bu tür insanların da,
”Niyetim iyiydi fakat sonuç yanlış oldu.” demesi yerinde bir davranış olur.
Böyle bir itiraf örneğine çok az rastlanır.
İtiraf edemeyen, gururu, nefsi ihtirasları yüzünden bu tür itiraftan kaçınan insanlar o tür yanlışlara sürüklenmeye devam ederler.
İşte o zaman diğer bir sorun girer devreye…
İyi niyetinden şüpheye düşülür o insanın.
Şüphe kurt gibidir.
Çok sağlam yapılan binayı bile yerle bir eder zamanla.
Gece uykuya dalarken,
Aynı hatayı onlarca kez yaptığı halde bu hataları kendisine itiraf edemeyen ve ‘insanlar beni anlamıyor’ diyerek vicdanen kendisini rahatlatan insanlar yarın bir başka yanlışa doğru çıkarlar evden.
Aynayı yüzüne bakmak için kullanan insanların düştüğü en büyük yanlış da budur.
Oysa ayna,
Sana muhakeme fırsatı verir!
Başını koyduğun yastık muhasebe fırsatı verir!
Seni gerçekten anlayan insanlar da öyle.
Sen, seni, senin istediğin şekilde anlayan insan istersen etrafında o insanlar kendilerini her dediğine onay veren, Abdurrahman Çelebi’nin keçisi gibi zanneder.
Hayır, yanlış yaptığım halde beni uyaran insanlar istiyorum, demek yetmez.
Niyeti kötü olduğu halde anlaşılmayı bekleyen insanların özgüvenine hayran olmak gerek.
Niyeti iyi fakat yöntemi yanlış olduğu halde anlaşılmayı bekleyen insanların da özgüvenine hayran olmak gerek.
Niyeti, üslup ve yöntemi iyi olanların anlaşılma gibi bir dertlerinin olmamasına hayran olmaya gerek yoktur zaten…
M’S