Yolculuk yap en iyisi bu… Unutmak için
Aydınlığı kapat yola çık siyaha doğru
Uzun çayırların beş çaylarının bi anlamı yok
Bizim gibiler için…
Kımıldadı içinde değil mi?
Ustura gibi keskin ağzı yalnızlığın… Kımıldar
Her gün ahın tenhasında pişman bir mola vereceksin
Yavaşça eğil eğ kendine doğru başını
Hiç bir ceza yalnızlık kadar kırıcı değil
Yetişemedin işte…
Ardından ağladığın bütün Veysel Karanilerde elde delilsin
Sahi kimsin neyin nesisin ki konuşuyorum seni
Korkma ayrılığın cebinde bıraktım ben sesimi
Yolculuk yap şaşkın biri ol ayrıl kalabalıktan
Onlar çoklar çünkü ama bak bütün büyük kitaplar
Övgüyle bahsediyorlar azınlıktan
Şükret ki buda senin payın
Peygamberin beslendiği yalnızlıktan
Bahar dallarını bıraktı ebabiller sicinlerini
Tırtıl ömrünü verdi bir yaprağa gün döndü güz indi
Bütün denizlerin kurudu içinde değil mi, ağzın dilin gibi
İsanın son akşamında dur gitme diyemedi mi kalbindeki havar
Susunca seni susuyorum
Konuşunca edep ölüyor kelimelerimde
Sana bakınca yeşeriyor ihtiyar yanlarım
Şaşırıyorum sen bişey söyleyince
Solumda sağımda her hesabı yazan iki güzel katip ağlıyor
Ve ıslanıyor defter yapraklarım
Böylece bazıları okunmaz oluyor günahlarımın
Korktun değil mi mahcup olmaktan
Korkak insan dökülünce ortaya pişmanlıklarından
Hadi hoşçakal biraz uyu yum gözlerini
Hesapların açılması için daha vakit var
Kımıldadı içinde değil ustura gibi keskin ağzı yalnızlığın
Kımıldar… Kımıldar