Arabanın motoruna su ile benzin koyan MEB 06 Kas 2023 (Diriliş Postası)
Son 20 yılda birçok bakan değişti Millî Eğitim’de.
Köklü değişiklikler yapan da oldu, yama değişiklikler yapan da oldu, kulağının üstüne yatan da oldu.
Muhafazakârların beklentisini gerçekleştiren de oldu, seküler kesimin beklentilerine cevap veren de…
Zaten bir bakan göreve gelip müfredatta hiçbir değişiklik yapmasa direkt seküler kesime çalışıyor denilebilir.
Zira bu konuyla ilgili Prof. Dr. Atilla Yayla Hoca’nın bir tespiti var…
2013 yılında bir haber sitesine verdiği mülakatta aynen şunları söylemiş Sayın Yayla:
“Eğitim sisteminin özü; CHP’nin ideoloji ve programının öğretilmesidir. İktidarda Adalet ve Kalkınma Partisi var ama eğitim sistemi devamlı CHP’li yetiştiriyor.
Eğitime giydirilen ideoloji yüzünden… Eğitim sisteminin ana amacı CHP ideolojisine bağlı insanlar yetiştirmek. Onun eksik bıraktığını da zaten medyanın bir kesimi tamamlıyor.”
Buna itiraz eden çıkmayacaktır.
Seçmeli derslerle desteklenen dinî eğitimlere yeterli diyebilir miyiz?
Bir arabanın motoruna hem benzin hem su koyarsanız araba çalışır ve sizi istediğiniz yere götürebilir mi?
Bir yandan Sayın Yayla’nın da ifade ettiği gibi seküler kesimin beklentilerine göre eğitim vereceksiniz bir yandan da dindar nesil yetiştireceksiniz…
Nasıl olacak bu?
Yapılan bir araştırmanın sonuçlarını 31 Ekim 2022 yılında bu sütunda dile getirmiştim.
O araştırmada ders kitaplarında geçen dinî kavramların azlığından söz ediliyordu, bir cümlesini buraya aktarayım, kalan diğer kısmını verdiğim linkten okuyabilirsiniz…
“İstiklal Marşı çıkartılacak olursa 13 kitapta hiçbir dinî kavram ya da sembol bulunmamaktadır.”
Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin, aralık ayında müfredatta yapılması planlanan değişiklikleri açıklayacaklarını söyledi.
Tam da şimdi sırası…
Filistin’e düşman, İsrail’e dost olan yeni nesli yetiştiren müfredatı istemiyoruz!
Osmanlı’yı düşman; Yunan’ı, İngiliz’i, Avrupalıyı dost belleyen müfredat istemiyoruz!
İnsanı yaratanın Allah olduğunu, doğanın sinek kanadı bile yaratamayacağını, Allah’ın nimetlerini bize ‘cömert doğanın’ değil cömert olan Allah’ın verdiğini yeni nesle anlatacak müfredat istiyoruz.
Öyle bir müfredat çıksın ki ortaya:
Çocuklarımız ecdadımızın altı asır dünyayı adaletle yönettiğini bilsin.
Temizlenmesini bile bilmeyen Batı’nın, medeniyeti bizim kitaplarımızdan öğrendiğini bilsin.
Filistin’de katledilen bebeklere bırakın acımayı, o bebekleri parçalayanlara alkış tutan Batı’nın ne kadar aşağılık bir millet olduğunu, bilsin çocuklarımız.
1923’te bir devlet kurulmadığını, o tarihte devletin sadece yönetim sisteminin değiştiğini de bilsin.
Öyle bir müfredat koyun ki çocuklarımızın önüne;
1923’te doğan bebeğe “İyi ki doğdun!” diyenler o bebeğin anasına küfretmesinler.
Hâsılı…
Ülkemizin süper beyinlerini yurt dışına göçüren Fulbright bursunu çöpe atalım artık!
“Fulbright” anlaşmasını yırtarak yerli ve millî eğitime geçelim artık.
Müfredatı değiştirir değiştirmez öğretmen yetiştiren fakültelerin de içeriğini değiştirelim artık…