Çirkefe Taş Atma Üstüne Sıçrar (Hikaye)


ÇİRKEFE TAŞ ATMA ÜSTÜNE SIÇRAR (Hâlâ yaşanıyor olan bir hikaye)

Hiç unutmam biraz önce birçok kişinin isteyerek bir arada olduğu ama kimsenin birbirini tanımadığı bir ortamda çay içiyoruz bir arkadaşla.
Yan tarafımızda da kalabalık bir aile var, belli ki akraba topluluğu.
Yemek yiyorlar. Yemek yerken küçük çocuk ayağa kalkıp koşuyor.
Annesi bağırıyor çocuk oralı olmuyor, bir iki normal denemeden sonra biraz üslup değişiyor.
Çocuğun suçu masadan kalkmak, annenin feryadına bakılırsa seksen dördüncü dünya savaşı çıkmış.
Başlıyor saydırmaya çocuğa.
Çocuğa edilen hakaretlere bakılırsa o hakaretler belli ki çocuğa değil. Hınç çocuktan alınıyor gibi.
Benim bildiğim hiçbir anne çocuğuna öküz salak, geri zekalı demez.
Bu anne basıyor feryadı, herkesin duyacağı şekilde hem de.
Babası müdahale etmek zorunda kaldı.
Bağırma çocuğa diyor, annesi daha da şiddetli bağırıyor.
Annesi hakaret ettikçe babası dayanamadı,
İnsan gibi davran çocuğa deyince kıyamet koptu.
Kadın bu sefer çocuktan vazgeçti babasına saydırmaya başladı.
Babası insan olmayınca çocuğu tabi ki insan olamaz, dedi.
Ardından işler çığırından çıktı.
Kadının sesinin yüksek çıktığına bakınca belli ki erkeğin akrabaları vardı ortamda.
Kocasına yandan müdahaleler başladı, sesini yükseltme tarzı.
Oradan bir başka kadın topa girdi.
Bir daha sizinle hiçbir yere gelmem, dedi.
Herkes susacak, sulh olacak diye beklerken ona döndüler bu sefer.
Sen kim oluyorsun, gelmezsen gelme deyince ortalık bir daha karıştı.
Tek bir erkek var ortalığı yatıştırmaya çalışan, diğer hepsinin elinde benzinin zehir pahası olduğu bir dönemde birer kova benzin.
Bizler etrafta sus pus doğal olarak.
İtfaiye gibi direkt müdahale etme şansımız yok mecbur helikopter gibi tepeden müdahale edeceğiz.
Düşünüyorum o an nasıl bir strateji ile müdahale edilir? Ailenin işlerine karışmak hiç uygun değil tarzım da değil.
Ama ortalık çok fena.
Kadın hiç susmuyor erkek artık kadına bağırmayı bıraktı etrafa rezil oldular onun derdinde… Ötekiler, biz nasıl bir aile ile buralara kadar geldik düşüncesinde.
Güneş gözlüğü de yok gözümüzde baksak nereye baktığımız belli olacak. Hem zaten bakmak da çok kötü, tecessüz derdinde değiliz ama insanların öfkesini görmek gerekiyor araya girersek en çok kimden ara dayağı yeriz onu da bilmek lâzım.
Yani demem o ki,
Siz siz olun toplum içinde de evinizde de çocuğunuza haraket etmeyin.
Çocuğuna yapılan her hakaret o çocuğu çok arsız bir evlat yapar.
Sonra da bu çocuk niye böyle arsız oldu, niye anasına babasına hakaret etmeye başladı diyerek suçu topluma, okula, öğretmene falan atarsınız.
Siz hâlâ olanı biteni merak ediyorsunuz değil mi?
Aklıma ne geldi?
Bu çocuğuna haraket eden anne veli toplantısında öğretmeni şikayet edecek yarın. Çocuğuma bağırdı diyerek.
Bu birbirine toplum içinde öküz diyen karı koca düğünde nasıl sevgi dolu gözlerle bakıyorlardı birbirine gavur adeti olan danslarını ederken pastalarını keserken…
Başka ne geldi aklıma biliyor musunuz?
Şuan ailenin tüm fertleri süt dökmüş kedi gibi ellerindeki telefona bakıyor, sadece çocukların sesi çıkıyor.
Ya fırtına öncesi sessizlik var şuan ya da az önceki fırtınanın sessizliği yaşanıyor, inşallah ikincisidir!
Çocuklar biraz sonra ne olacak bilemez ama yetişkinler biraz sonra ne olacak bilebilirler.
Bazen diyorum iyi ki akıllı telefonlar icat oldu yoğsam şuan o insanlar birbiriyle konuşmak zorunda kalacaklardı ya da kavga devam edecekti…
Çay varsa içelim.
M’S


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube