Birilerini ağlatırken şükretmek (Diriliş Postası)
Birinci geldiğiniz, onu bunu mağlup ettiğiniz, birçok kişiyi saf dışı bıraktığınız ya da alt ettiğiniz, hinoğluhin’lik yaparak birilerinin önüne geçtiğiniz, size ”vay arkadaş” dedirten işler yaptığınız bir geçmişle övünen var mı içinizde?
Övünen varsa, böyle bir geçmişin çimentosunun kul hakkı olduğunu bilen var mı?
“Kimseye hakkını yedirmeyecek kadar gözü açık olmalısın” diye tavsiyelerde bulunmak lâzım. Daha ötesi kötüdür, kötüye götürür…
Bizim toplumumuzda tam tersi. Gözü açık değil “gözaçık ol” denir bizde.
Hatta gözaçık olanları her ortamda överiz bizler…
Yeter ki birilerini alt etsin birileri.
O birileri bizdense yere göğe sığdıramayız bizden değilse kıskançlıktan çatlarız.
Öne geçmek, hakka hukuka riayet edilse bile ”hor” görülmeli aslında. Görev verilenler müstesna.
Buna şaşırmayın lütfen…
Hakka hukuka riayet edilerek öne geçmek pek mümkün olmuyor öteden beri.
Nasıl ki mala haram katmadan zengin olunmayacağı düşüncesi gibi…
Lider olarak, yol gösterici olarak öne geçenlere sözümüz yok…
Onlar gerekli ve hatta övgüyü hak ediyor. Övgüyü hak ediyor zira onlara özenen nesil yetişmeli.
Bizim dert ettiğimiz, birilerini alt ederek öne geçenler.
Öyle çok ki etrafımızda.
Hakka hukuka riayet ederek öne geçenlere de kötü gözle bakmaya başladık desek yeridir.
Bundan yıllar önce Yediemin’den bir araba bakalım, ucuz diyorlar orada, demiştim de, arkadaşımın biri,
”Ağlayanın malı gülene yaramaz!” diyerek kestirip atmıştı.
Biz asil bir milletiz Müslümanlar olarak.
Ağlayan birinin koltuğuna oturup da namaz sonrası o koltuğa oturttu diye Allah’a şükredecek kadar düşmedik biz!
Allah’a ancak,
Hak ettiğimiz yere gelince şükrederiz biz.
Allah’a ancak,
Birileri ardımızdan ağlamıyorsa şükrederiz!
Allah’a ancak,
Birilerinin hakkını yemediğimiz için şükrederiz.
Allah’a ancak,
Bize hak etmediğimiz bir makam verilmediği için şükrederiz biz!
Yasal yollardan bir yerlere gelmek elbette hakkımızdır! Ama ne diyor Alev Alatlı Hanım?
”Yasal olan her şey helâl değildir!”
Bugün arkanızda güçlü insanlar olabilir, astığı astık, kestiği kestik insanlarla düşüp kalkıyor olabilirsiniz.
Ama şuna inanın ki, yarın rüzgâr tersinden esmeye başlar. Bu gidişat daima böyledir, değişmez, değişmesi teklif dahi edilemez.
Kaldı ki ölene dek gemini her suda yüzdürsen bile… Bu daha tehlikelidir.
Her devrin adamı derler sana. Her devrin yardakçısı derler.
Günebakan bile derler, bukalemun diyecekleri gibi…
Sen sen ol,
En büyük makam bile teklif edilse,
”Anladım işi,
Sanat Allah’ı aramakmış;
Marifet bu,
Gerisi yalnız çelik-çomakmış…” diyecek karakterde bir insan ol…
Birilerinin üstüne basarak elde ettiğin makamda şükür namazı kılma aşağılına düşme!