BEĞEN, PAYLAŞ, YE, İÇ, GEVŞE(Deneme)



BEĞEN, PAYLAŞ, YE, İÇ, GEVŞE! (Deneme)
Peygamberlerin, padişahların bile uğraştıkları sanat veya zanaat vardı…
Şimdi üniversite mezunu insanlara soruyorsun mesleğin ne?
Doktor, avukat, hakim, polis, öğretmen, müdür, genel müdür falan filan…
Diplomayı elinden alsan hepsi dımdızlak kalacak ortada!
Aç kalacak demiyorum, rızkı veren Allah’tır, mesele o değil…
Sanat veya zanaat, insanların hayata, dünyaya, topluma bakış açısını değiştirir!
İlkokuldan başlayıp üniversite bitirene kadar tek derdi kabarık maaşlı bir iş olan insanların varacağı noktayı hayal edin…
İrfan yok, şuur yok, vicdan yok, fikir yok, kendini geliştirme yok… Varsa da göstermelik.
Sosyal medya yokken de, sosyal medya varken de durum aynı.
Önceleri misafirlikte televizyon izleniyordu şimdi telefon izleniyor.
Birilerinin yaptığı paylaşımların yorumlarını okuyacağı zamanı Divan şiirine ayıran kaç kişi var içimizde ya da kültürel veya sanatsal yazılara?
Sahi nereye gidiyoruz?
Ya da gidiyor muyuz? Yerimizde saymak için hatta her geçen gün daha geriye gitmemiz için bizlere kurulan tuzağa mı çekiliyoruz?
Eskiyi de yeniyi de gören orta yaş insanı yeniye daha fazla ilgi gösteriyor! Bunu anlamakta öyle zorlanıyorum ki…
Al eline telefonu yattığın yerden dünyadan haberin olsun, bu mu tüm meselemiz?
Dişe dokunur, hissiyatımızı geliştirecek, duygularımızı hassaslaştıracak bir şeylerle uğraşmadan yaşadığımız günü boşa geçen gün olarak nitelendiremiyoruz ve içimizde büyük bir boşluk oluşmuyor!
Ye, iç, yat, alışveriş yap, göster, gör, kıskan, paylaş, beğen… Buna yaşam diyebiliyor muyuz gerçekten?
Ot gibi yaşadığını düşünen var mı içimizde benden başka?
Peki çay var mı?
M’S


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube