YOKUŞ
YOKUŞ
İnsanlar nasırlı elleri ve
Kamburlaşmış sözleriyle
Yokuşlar örüyorlardı
Duvarları yıkıp.
Bir hırslanmaya bakar diyorlardı
Duvarlar…
Yokuşlar öyle mi?
O yüzden üşengeç sevgililer edindi
Yokuşa henüz bakarken terleyen insanlar
Herkesi kendisi gibi bilmek de işin tılsımıydı
Yokuşun ürküten cazibesi
Duvarın kendine çekeninden daha güvenilirdi.
Yokuşun tepesine çıkıp
Eteklerinde oynaşan
Birbirlerini yiyen
Yedikçe doymayan insanlar gördü
Yokuşlar ne güzeldi
Tenezzül edilmeyen yokuşlar
Üstelik denizden bile mahrum değil
Güneşten ve yıldızlardan da!
Uzansa eliyle dokunuyordu karanlığa
Dökülüyorken ilmek ilmek…
M’S