BAŞÖRTÜSÜ HER KADINA ZORUNLU OLSUN!


BAŞÖRTÜSÜ HER KADINA ZORUNLU OLSUN!
Kimseye zarar vermeden istediğin her şeyi yapabilmenin adına özgürlük derler.
Bu özgürlük öyle menem bir şeydir ki, herkes sadece kendisi için özgürlük ister, bu ülkede özgürlük talebi hep bu yönde olmuştur.
İnsanlardaki bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı insanlık tarihi ile eş zamanlı olarak ilerlemiştir.
 
Bugün çektiğimiz sıkıntıların kaynağında bu ideolojik ve sapıkça yaklaşım yatar.
Okullarda öğrencilere getirilen kıyafet serbestisinden sonra, memurlar da ayaklandı ve bizlere de kıyafet serbest olsun deyip sokaklara döküldü ya, sokaklara dökülen ve kıyafet serbest olsun diyen kesime, hiçbir farklı ve karşıt gruplardan destek gelmedi.
Bu şaşırılacak bir şey değil, zira zamanında, o karşıt denilen grubun taleplerine de şu anki özgürlük isteyenler bigâne kalmıştı.
Bu gidişe bir dur demek gerek ama nasıl?
Kim çözebilir bu sorunu?
Kimsenin böyle bir sorunu çözme gibi bir gayreti yok zaten. Herkes halinden memnun. Yarın yine karşıt gruplardan birisi bir başka konuda özgürlük talep etse, bu taraftaki hayıflanan hiç kimse onlara, kendilerine has, kendilerini haklı çıkartacak gerekçelerle destek vermeyeceklerdir.
Bu ülkede Kürtler acı çekerken kimsenin kılı kıpırdamadı, muhafazakârlar fişlenirken kimsenin umurunda olmadı, solcular coplanırken kimse oralı olmadı. Alevilerin beklentilerine, isteklerine kayıtsız kalındı.
Herhangi bir kesimin, bir başka kesime, haydi bize destek ol deme lüksü yok, yüzü de yok.
Medya bildiğimiz gibi.
Ülkenin Başbakanına hakaret edenleri demokrasi havarisi ilan eden bir kısım medya mensubu, hem de şu kelli felli denilen ama ikiyüzlü oldukları için kendilerinden nefret edilen gazeteler ve gazeteciler, memurların kıyafet serbestisi için yapılan yürüyüşü, boykotu görmediler, görmezden geldiler.
Zamanında askere selam çakıp da devir değiştikten sonra, o selamın hesabını ver dedikleri zaman kendilerine, aman baskı var, sivil vesayet var deyip zırva edebiyatı yapmaya başlayıverdiler.
Mazluma kimlik sorulmaz cümlesi kitaplardaki yerini alalı binlerce yıl oluyor ama bu cümleyi içselleştiren o kadar az insan var ki ülkemizde.
Memurlara kıyafet serbest olunca amaç başörtüsüne geçit vermekmişmiş de, bilmem neymiş de!
Başörtüsüne serbestlik tanınmasının sonunda şeriat gelirmiş de, bunların amacı bilmem neymiş de!
Memleket geri zekâlı olmadıklarını zanneden salaklarla dolu olduğu için, bunlara prim verenler de azımsanmayacak ölçüde maalesef.
Bir insanın başını örtmesinin sana ne zararı var, bana ne zararı var, kime ne zararı var?
Memurun kravat takmasını savunan çağdışı zihniyet acaba işi kravatın yaptığını mı düşünür ki? Haydi, kravatı icat eden adam öyle bir icatta bulunmasaydı, ne olacaktı yani, ülkede işler yolunda gitmeyecek miydi?
Herkes yürürlükte olan kurallara uymalıymış.
Tamam, buna itiraz etmeyelim bir günlüğüne!
Var mısınız?
Hükümet yetkilileri, çoğunluk bizde diyerek, kanun çıkartsa ve dese ki:
Bir günlüğüne ama!
Bu ülkede erkek memurların hepsi sakal bırakacak, namaz kılacak! Başörtüsünden nefret eden kadınlara mutlaka başörtüsü takma zorunluluğu getirecek!
Ne dersiniz? Empati kurma yetenekleri gelişir mi?
Kanun var, uymak zorundayız derler mi?
mustafasus@hotmail.com
www.mustafasus.com


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YouTube