DÜŞLERİNE SAHİP ÇIK Kİ DÜŞMEYESİN


DÜŞLERİNE SAHİP ÇIK Kİ DÜŞMEYESİN

“Bir düşü gerçekleştirebilme olasılığı hayatı ilginçleştirirmiş.” Bu sözü söyleyen zat, düşleriniz size bir yol haritası çizer ve siz o yollarda emin ve sağlam adımlarla ilerlerseniz hayatınız bir anlam kazanır, demek istedi galiba.

Anlam kazanır zira ilginç olmayan bir hayatın anlamı da olmaz. Tekdüze yaşanan, sıradan hayatların insana pek bir şey kazandırdığı söylenemez.

Hayatı ilginçleştirmek için sadece düşlerin yollarında ilerlemek yetmez.

Yol alırken düş yolculuğunda, değiştirilmesi gereken kalıpları değiştirmek, öğretilmiş çaresizliklere çözüm bulmak, dayatılanlara karşı gelmek ve bir nevi asi olmak, asileşmek de şarttır.

Önünüzde birileri varken yol alıyorsanız, gideceğiniz yer size ait olmaz, olamaz.

Birilerinin önünde, onlara rehberseniz, onların gideceği yeri tayin edebileyim, onların karakterlerine uygun yerler bulmalıyım düşüncesi bilinçaltınızdan eksik olamayacağı için o yerler de size ait düş yolculuğunuzun son durağı olmaz.

Zaten düş yolculuğunun son durağı yoktur. Hep gidersin, vardığın her liman yeni limanlara gebedir. Hangi düşü gerçekleştirdiysen, yeni bir düş gerçekleştirme yolunda bir adım daha ilerlemen şart olur ki hayatın ilginçlikten sıradanlığa dönüşmesin.

Hayatını değişik bir modda yaşama gayreti güderken elindekilere de sahip çıkmalı, kökü sağlam bir ağaç gibi olmalı, sert esen rüzgârlarda saçımı dağıtayım, rüzgârın eli değsin saçıma ve o tarasın saçlarımı derken, kökünden sökülüp yıkılmayasın.

Büyüttüğün çiçeklere sahip çıkmalı, onlara verdiğin emekleri zayi etmemeli, daha da geliştirip büyütmelisin. Büyüttükçe çiçeklerin, büyür içindeki yaşama azmi.

Hayattan daha çok zevk almak istiyorsan, her gününün ayrı bir neşe kaynağı olmasını istiyorsan, sıkıntıdan ve stresten uzak bir dünya kurmak istiyorsan, birilerini yola getireceğim diye, birilerine sitem edeceğim, onlara doğruyu göstereceğim diye kendine dünyayı zindan etmenin bir anlamı yok. Değil mi ki her vurduğun yumrukta senin de acıyacak ellerin.

Her kestiğin çiçek dalı, odanın, bahçenin daha da ıssızlaşmasına yol açacak. Sen yapraklarını seviyorsan çiçeğin, her seferinde gövdesine bir çizik atıyorsan, o çiçekten sana bir fayda dokunmaz. Ardından sitem etmeye, dert yanmaya hakkın da olmaz.

Kaybetmekten korktuğumuz ve kaybedeceğimizi sandığımız zaman bir şeyi, sırf kaybetmeyeyim diye sıkıp avucumuzun içinde sahip çıkmaya çalıştığımız zaman, öleceğini de bilmeliyiz.

Çok yönlü düşünmek her zaman iyidir, şeytanın vesvesesine kulak vermeden çok yönlü düşünmek! Dar kalıplardan sıyrılmalı, üç boyutlu veya daha çok boyutlu düşünebilmek için enerji harcamalıyız.

Hayatı ilginçleştirmenin bir başka boyutu da budur. Düşlerini kısıtlamadan, şart koşmadan, mükemmeliyetçi bir çizgide hareket ederek, olduğu kadarıyla da yetinmeye söz verip devam etmelisin yola.

Kişisel gelişimciler ne derse tam tersini yaşayarak bir nevi…

Bu yazı gelişim uzmanlarının direktiflerine benzese de, onlarınkinden bir hayli uzak ve farklı olduğu düşünülmelidir.

Kısaca denilebilir ki:

Hayat senin hayatın, başkasını elinde tutmak için, ona zindan ettiğin hayatın sen de karanlığında kalırsın.

{fcomment}


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir