28 ŞUBAT DARBECİLERİ HAKLIYDILAR


28 ŞUBAT DARBECİLERİ HAKLIYDILAR

Dağdan inme bir bahçe gasp etmişsiniz, hiçbir bedel ödemeden, o bahçenin gerçek sahiplerinden o bahçeyi korumak için ne yapardınız?

Dört tarafını çitle çevirir ve her köşesine köpekler koyardınız, değil mi?

Bahçe sizin değil. Bahçenin içindekiler de sizden memnun değil. Düşman(!) içte ve dışta sizin gasp ettiğiniz bahçeye göz dikmiş, kendi öz bahçesine.

Evet, haklıydılar 28 Şubat darbecileri.

Milliyetçiydiler. Vatanlarını ve milletlerini herkesten çok seviyorlardı. Ki bu vatanın gerçek sahibi olan halka teslim etmek aptallığına düşmek istemiyorlardı.

Dini siyasete alet etmiyorlardı ve bayramdan bayrama Müslümanlığı hatırladıkları için gerçek dindar kendileri sanıyorlardı ve gerçek muhafazakârlara ve dindarlara ülkeyi teslim etmek istemiyorlardı.

Düşmanları(!) sözde Müslümanlardı, bunların kalbi temizdi ve neneleri kesinlikle başörtülü, dedeleri de namaz kılardı ama kendileri namaz kılanı ve başörtülüleri ülkeden def etme çabasındaydılar.

Ahlaklıydılar, en ahlak dışı olan, halkın oyuyla gelmiş iktidara, hükmetmeyi çok görecek kadar ahlak abidesiydiler, ülkenin Başbakanına küfredecek kadar yani.

350 milyar dolardan söz ediliyor en basit hesaplamalarla 28 Şubat sürecindeki parasal kaybı. Bunlar yani milliyetçiler ve bunlara çanak tutan medyalamalar, nerede sizin milliyetçiliğiniz?

Vatanseverlik bu mu?

Alttan alta darbeyi destekleyen, onlar da çok olmuştu hani? Diyen güruh!

MGK bildirisine imza koydu Erbakan diyenler? Neredesiniz? Gerçek belge ortaya çıkalı birkaç gün oldu daha. Hani sesiniz çıkmıyor!

Şapşallığın, gerzekliğin, rezilleşmenin dibine battığınız yetmiyor gibi, şimdi de o kadar pişkin bir tavırla çıkıp ortaya, darbecileri, darbe hevesçilerini yargılayan hükümete verip veriştiriyorsunuz!

Haklıydınız, evet.

Bunlar gelirse denk bütçeyi yapar, vatandaşın para sıkıntısı kalmaz, herkesin karnı doyunca, refah seviyesi yükselince, bunlar da televizyon alır, gazete çıkartır; rezilliğimiz ortaya çıkar, sırça köşklerde oturamaz hale geliriz aman ha, bunları alaşağı edelim, dediniz.

Haklıydınız! Bakın nasıl da çıktı haklılığınız ortaya.

Şimdi tek sesli koronuz kalmadı, amiral geminiz balıkçı kayığına dönüştü, başbakan azarlama dönemleriniz bitti. Bakanları sorguya çekme dönemleriniz bitti, artık istediğiniz zaman tank yürütemiyorsunuz, borazancılarınız sesi daha bir cılız çıkıyor!

Haklıydınız, geldiler ve gitmiyorlar. Ülkenin sorunları tek tek çözülüyor. Ekonomide dünya on yedincisi yaptılar sömürdüğünüz ülkeyi. Siz, demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan, diyor yan gelip yatıyordunuz, bunlar hiç marş falan okumadan ana yurdu duble yollarla ördüler ve hızlandırdılar sizin baktığınız trenleri.

Kolay kolay da gideceğe benzemiyorlar.

Elinizde fırsat olsa gene yapardınız değil mi?

Artık çok geç. Osmanlıdan koparmaya çalıştığınız ve tamamen kendinize özgü ucube bir devlet haline getirmeye çalıştığınız bu ülkenin insanı sizin sandığınız kadar hazır lokma değil, bilesiniz.

Sizi maşa olarak görevlendiren ve size milliyetçi misyonu yükleyen o dış güçlere de selam söyleyin. Bu ülke öyle birkaç çapulcuya yem olacak kadar köksüz değil.

Rahmeti bol olsun, Erbakan’ın ektiği tohumlar daha yeşerme aşamasında, bir de boy boy olduğunu düşünün, bir de meyve vermeye başladığını düşünün, ağaçlardan ormanı göremeyecek hale geleceksiniz.

Üstad Akif İnan’ın dediği gibi;

“Her eylem yeniden diriltir beni

Nehirler düşlerim göl kenarlarında…”

İsterseniz bir daha deneyin 28 Şubatları! Ha ne dersiniz?

mustafasus@hotmail.com

{fcomment}


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir